Ana içeriğe atla

15.2 Subklinik Hipotiroidi ve Kalp yetmezlği Riski

15.2 Subklinik Hipotiroidi ve Kalp yetmezlği Riski

65 yaş üzerindeki kişide kalp yetmezliği (HF) hospitalize nedenidir [11].
HF vakalarını önlemek için risk faktörlerinin tanısı ve tedavisi önemlidir. SHypo sistolik ve diastolik kardiak disfonksiyonla ilişkilidir, ve SHypo hastalarında tiroksin replansman tedavisi kardiak fonksiyonları düzeltmektedir [12]. ancak, sadece bir kaç çalışmada SHypo ve HF arasında direkt ilişki olduğu gösterilmiştir.
sağlık, yaşlanma ve vücut kompozisyon çalışması yaşlı(70-79 yaş) kadın ve erkek populasyonu baz alınarak yapılan bir kohrt çalışmasıdır, Pittsburgh, Pennsylvania, ve Memphis, Tennessee bölgelerinden oluşmaktadır ve1997 de ABD de başlamıştı. 2,730 siyah ve beyazlardan oluşan yetişkinlerden 4 yıl süreyle izlendi [13], katılımcıların TSH düzeyi 0.1 mU/l den büyüktü ve 4.5 mU/l den küçük ise ötiroid olarak kabul edildi.
TSH düzeyleri 7.0 mU/l ve üzeri olan tüm katılımcılardan serbest T4 de ölçüldü. Hipotiroidi TSH düzeylerine göre daha ileri sınıflandırıldı: hafif yükselme (4.5–6.9 mU/l), orta yükselme (7.0–9.9 mU/l), ve bariz yükselme (10.0 mU/l veya üzeri ). aşikar tiroid hastalığı olan katılımcıların amiodaron veya tiroid hormonu alanlar dışlandı. Rodondi ve ark. ötiroidlerle karşılaştırıldığında TSH değeri 7.0 mU/l veya üzeri bulunan katılımcılarda yüksek HF oranlarını buldu (35.0 vs. 16.5/1,000 person-years, p = 0.006; (Fig. 15.1 and Table 15.1) [13]. multivaryant analizde kardiyovaskuler hastalık ve HF yaygınlığı için düzeltmeler dahil, yüksek TSH düzeyleri arasında olduğu gibi HF riski üç kat yüksekti.
TSH düzeyleri 7.0–9.9 mU/l arasında olanlarda risk oranı (HR) 2.58 (95% CI 1.19–5.60) , ve TSH 10.0 mU/l veya üzeri olanlar da ise 3.26 (95% CI 1.37–7.77). yaygın HF ile 175 katılımcı dışlandıktan sonra, 127 etkin HF vakası kaldı. TSH düzeyi 7.0 mU/l veya yüksek olnlarda HR için düzeltilmiş etkin HF vakası 2.33 (95% CI 1.10–4.96; p = 0.03) yaygın HF katılımcılar arasında , 51 rekurrent HF vakası; TSH düzeyi 7.0 mU/l veya üzeri olanların düzeltilmiş HR 7.62 (95% CI 2.25–25.77; p = 0.001). tiroid hormon kullananlar dışlandıktan sonra sonuçlar benzerdi, ırk veya cinsiyet ile etkileşim yoktu (p > 0.20
her etkileşim için). Ancak bu sonuçları rutin EKG eksikliği sınırlamıştır, kardiak disfoksiyon tutulum tipi ve HF nin tanımlaması sınırlanmıştı.
bu sorun ayrıca kardiovaskuler sağlık çalışmasında 65 yaşından büyük 3,065 yetişkinde incelenmiştir, bunlarda başlangıçta ve takipte EKG çekilmişti [14]. SHypo tanımı yukarıdaki çalışmdada aynı şekilde yapılmıştı. otörler 12 yıldan daha fazla süre HF vakalrını takip etti, SHypo, SHyper, ve ötiroidili katılımcılar arasında 6 yıldan uzun sürede kardiak fonksiyonlarındaki değişimleri karşılaştırdı. cötiroidlerle karşılaştırıldığında TSH düzeyi 10 mU/l den yüksek olan katılımcılarda HF vaka insidansı (45.2 vs. 22.2/100
person-years, p = 0.003), fakat TSH değeri 4.5 - 9.9 mU/l arasında olan veya SHyper olanlarda HF vaka insidansı yüksek değildi. ötiroid katılımcılarla karşılaştırıldığında tiroid durumuyla bazal ekokardiyografik parametrelerde fark yoktu; TSH 10.0
mU/l veya üzeri olan katılımcılar daha yüksek peak E hızına sahipti (0.80 vs. 0.72 m/s, p = 0.002), ve yaş,cinsiyet, nabız, ve sistlik kan basıncı düzenlemelerinden sonra bu farklılık devam etti. peak E hızı düşmüş sol ventrikül kompliyansının işaretidir, çalışmadaki tüm örneklerin HF vakasıyla ilgiliydi (HR 1.14Her biri için 0.1 m/s artış, 95% CI 1.09–1.18, p < 0.001) ve yaş, cinsiyet, sistolik kan basıncı düzenlenmesi yapıldıktan sonra ve TSH 10.0 mU/l veya üzeri olanlarda (HR 1.45, 95% CI 1.20–1.76, p < 0.001) . 5 yıldan fazla, tiroid durumuyla ilişkili ekokardiyografik parametrelerde fark yoktu, TSH değeri 10.0 mU/l ve üzeri olanlar hariçti bunlar da sol ventrikül kitlesi büyümüştü (+21 vs. +4 g, p = 0.04) ve ötiroidlerle karşılaştırıldığında HF vakalarının büyük oranı düşük ejeksiyon fraksiyonla ilişkiliydi (80% vs. 45%, p = 0.08).
tiroid hormonları ve HF arasındaki ilişkiyi iki küçük kesitsel çalışmada değerlendirildi.
kesitsel çalışmaların biri TSH değeri 3.6 mU/l den büyük ve normal T4 seviyeli 31 hastanın 8 inde HF buldu [15]. Fruhwald ve ark. invazif olarak idiyopatik dilate kardiyomiyopati tanısı konulan 61 hastanın 59 unda fonksiyonel veya morfolojik tiroid bozukluğu buldu [16].
Ancak, çalışma prospektif olarak yapılmamıştı ve HF için kontrol grubu yoktu.



Sonuç olarak,SHypo TSH değeri 10 mU/l dan büyük olan yetişkinlerin HF riskinde hafif yükselimesiyle ilişkiliydi. bu sorun daha genç yetişkinlerden oluşan kohorta incelenmedi. Bugüne kadar, SHyper klinik HF vakalarıyla olan ilişkisi için kanıt bulunamadı, fakat sadece bir çalışmada bu sorun incelendi [14].

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÖRNEKLEME VE RANDOMİZASYON tıbbi istatistik

ÖRNEKLEME VE RANDOMİZASYON Ara ş t ı rman ı n amac ı , bir gruptaki gozlemlerden topluma genelleme yapabilmektir. Orne ğ in yeni bir antihipertansif ilac ı n etkinli ğ ini tum hipertansiflerde denemek olas ı de ğ ildir. Bu amacla yap ı lan bir ara ş t ı rmada bir grup hipertansif hasta uzerinde bu ilac ı n etkisi denenir ve sonuclar genellenir; yani “bu ilac hipertansif hastalarda kan bas ı nc ı n ı du ş urmede etkilidir (ya da de ğ ildir)” denir. Cal ış maya al ı nan deneklerin olu ş turdu ğ u gruba orneklem (sample) , bu grubun temsil etti ğ i topluma evren (population) ad ı verilir. Yukar ı daki ornekte cal ış maya al ı nan hipertansif hastalar orneklemi olu ş turmaktad ı rlar. Bu cal ış man ı n temsil etti ğ i evren ise tum hipertansif hastalard ı r. Bir cal ış man ı n sonuclar ı , yaln ı z cal ış ma ornekleminin temsil etti ğ i evrene genellenebilir. ÖRNEKLEME Bir y ı l boyunca Ankara’da hastaneye yatan hastalar ı n tan ı lara gore da ğı l ı m ı n ı o ğ renmek ...

AĞRININ ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ

AĞRININ ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ PERİFERAL RESEPTÖRLER Ağrı bilinç durumu ile ilişkili duyusal ve duygusal bir deneyimdir. Bir bireyin ne düzeyde ağrı hissedeceği hoşa gitmeyen uyaranların oluşturduğu ağrı uyarısı ve bu ağrıyı düzenleyen süreçlerin birbirleri ile etkileşimlerinin sonucudur. Ağrı deneyimini, nosisepsiyondan ayırt etmek önemlidir. Ağrı deneyimi hoşa gitmeyen uyaranların, ağrı şekline dönüşümünde görev alan nöral süreçleri tanımlar. Ağrı ve doku hasarı arasındaki ilişki çoğu hasta ve hekim tarafından yanlış anlaşılmaktadır. Daha fazla doku hasarının daha yoğun ağrı hissi uyandıracağı varsayımı sezgiseldir: inatçı ağrısı olan hasta zaman içinde ağrı şikayeti üzerine yoğunlaşır ve muayene eden hekim bu ağrı şikayetine yol açabilecek herhangi bir bulgu genellikle bulamaz ve hasta gözünde güvenilmez hale gelir. Doku hasarı derecesi ile ağrı şiddeti arasında basit bir doğrusal ilişki olmadığının anlaşılması ve ağrı deneyiminin karmaşıklığının ve birçok etkenden etkilendiğinin ...

8)EGO BÜTÜNLEŞMESİ YA DA UMUTSUZLUK DÖNEMİ

8)EGO BÜTÜNLEŞMESİ YA DA UMUTSUZLUK DÖNEMİ Psikososyal kriz: ego bütünlüğü ve umutsuzluk Egonun güçlenmesi sonucu gelişen duygu: bilgelik Yaşlılık dönemini kapsar. Özerklik duygusu zayıflamakta, girişimcilik kaybolmakta, yakınlık ve üretkenlik azalmaktadır. Yaşlı birey beden ve zihin arasındaki bozulan bütünlüğü sağlamak, hayata düzen ve anlam verebilmek için bir araç olarak felsefeyi kullanır. Benlik bütünlüğü benliğin kendi içinde bir düzen ve anlamının bulunmasıdır. Olumlu, olumsuz, acı, tatlı yönleri ile bütün bir yaşamın olduğu gibi kabul edilişidir, geleceğin korku ve endişe ile karşılanmamasıdır. Ego bütünlüğü bedendeki güç kaybı, bellekte zayıflama ve toplumsal açıdan da üretkenlik ve sorumlulukla ilgili kayıpların bir denge içinde bir arada tutulmasıdır. Geçmişin yeni baştan yaşanabilmesi için bir pişmanlık yoktur. Benlik bütünlüğüne ulaşmış kişi ölümden korkmaz. Bu evrede daha önceki dönemlerde kazanılmış benlik özelliklerinin iyice olgunlaşması ve birbirleriyle bütünleştiril...