Ana içeriğe atla

4.1 Hipertiroidizim de Hemodinami

Tiroid Disfonksiyonunda Kardiyovasküler Hemodinami ve İş Kapasitesi 4
George J. Kahaly
4.1 Hipertiroidizim de Hemodinami
Aşırı tiroid hormonlarının hemodinamik sonuçları kalp ve damar üzerinde tiroid hormonun doğrudan etkilemesiyle sonuçlanır. Nabız, kan hacmi, sol ventrikül atım hacmi, ejeksiyon fraksiyon, kardiak outputartışları olur (tablo 4.1).
oksijen hızlı kullanımı, artmış metabolizma ürünlerinin sonucu, ve tiroid hormonlarının arteriyel düz kas hücrelerinde gevşeme sağlamasıyla Periferik vazodilatasyon oluşur. belirgin sistemik vaskuler dirençte azalmayla sonuçlanan vasodilatasyon , tirotoksikoza eşlik eden; nabızda artma , deri, iskelet kası ve kalp gibi organlarda artmış selektif kan akımı, ve nabız basıncında genişlemeyle birlikte olan diastolik kan basıncında düşme gibi hemodinamik değişikliklerde temel rol alır.
Vazodilatasyon olması ve böbrek kan akımındaki yeterli yükselmemenin oluşmaması renal perfüzyon basıncında azalma ve renin-anjiotensin sistemini aktive olmasına neden olur, böylece sodyum emiliminde ve kan hacminde artış oluşur.
kan hacminin artması ve kalbin diastolik relaksasyondaki düzelmenin birlikteliği sol ventrikül end-diastolik hacminin ve preloadın artışına katkıda bulunur. Benzer şekilde, sistemik vaskuler dirençte azalma ve miyokardial kontraktilitesinde düzelme, daha küçük sol ventrikül endsistolik hacim veya afterloadla sonuçlanır. artmış preload ve azalmış afterload net etkisi sol ventrikül strok volümde anlamlı atışa neden olur. buna karşılık, nabızın yükselmesi ve strok hacimde artışın birlikteliği kardiak outputta iki -üç kat artışa neden olur, vücutta oluşan metabolik değerllerdeki değişiklikler için ölçümlerden daha büyüktür. tüm katkıda bulunan faktörler göz önünde bulundurulduğunda , kardiak output artışına en önemli neden preload ölçümlerinin artmasıdır. sistolik kontraktil parametrelerde ki düzelmelere ek olarak, ekokardigrafik veriler yeni tanı konulmuş tirotoksikozun sol ventrikül diastolik fonksiyonun düzelmesiyle birlikteliğini göstermiştir, bu düzelme; sol ventrikül relaksasyonun, diastolik akım hızları ve izovolimik relaksason zamanın artması şeklinde görülür. tirotoksik hastalar ötiroid hale geldiğinde, tüm diyastolik parametreleri normale gelir. hareketle olan dispne ve egzersiz intoleransı tirotoksikoza eşlik etmesi kardiak orjinli olmayabileceğini düşünmemize neden olmuştur. diastolik fonksiyonda ki düzelme bulguları invaziv olarak henüz doğrulanmamıştır,hipertiroidizme eşlik eden kontraktilite de ve preloadda artış, ayrıca ekokardiyografik dastolik indexleri etkileyebilir [1–7].

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÖRNEKLEME VE RANDOMİZASYON tıbbi istatistik

ÖRNEKLEME VE RANDOMİZASYON Ara ş t ı rman ı n amac ı , bir gruptaki gozlemlerden topluma genelleme yapabilmektir. Orne ğ in yeni bir antihipertansif ilac ı n etkinli ğ ini tum hipertansiflerde denemek olas ı de ğ ildir. Bu amacla yap ı lan bir ara ş t ı rmada bir grup hipertansif hasta uzerinde bu ilac ı n etkisi denenir ve sonuclar genellenir; yani “bu ilac hipertansif hastalarda kan bas ı nc ı n ı du ş urmede etkilidir (ya da de ğ ildir)” denir. Cal ış maya al ı nan deneklerin olu ş turdu ğ u gruba orneklem (sample) , bu grubun temsil etti ğ i topluma evren (population) ad ı verilir. Yukar ı daki ornekte cal ış maya al ı nan hipertansif hastalar orneklemi olu ş turmaktad ı rlar. Bu cal ış man ı n temsil etti ğ i evren ise tum hipertansif hastalard ı r. Bir cal ış man ı n sonuclar ı , yaln ı z cal ış ma ornekleminin temsil etti ğ i evrene genellenebilir. ÖRNEKLEME Bir y ı l boyunca Ankara’da hastaneye yatan hastalar ı n tan ı lara gore da ğı l ı m ı n ı o ğ renmek ...

AĞRININ ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ

AĞRININ ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ PERİFERAL RESEPTÖRLER Ağrı bilinç durumu ile ilişkili duyusal ve duygusal bir deneyimdir. Bir bireyin ne düzeyde ağrı hissedeceği hoşa gitmeyen uyaranların oluşturduğu ağrı uyarısı ve bu ağrıyı düzenleyen süreçlerin birbirleri ile etkileşimlerinin sonucudur. Ağrı deneyimini, nosisepsiyondan ayırt etmek önemlidir. Ağrı deneyimi hoşa gitmeyen uyaranların, ağrı şekline dönüşümünde görev alan nöral süreçleri tanımlar. Ağrı ve doku hasarı arasındaki ilişki çoğu hasta ve hekim tarafından yanlış anlaşılmaktadır. Daha fazla doku hasarının daha yoğun ağrı hissi uyandıracağı varsayımı sezgiseldir: inatçı ağrısı olan hasta zaman içinde ağrı şikayeti üzerine yoğunlaşır ve muayene eden hekim bu ağrı şikayetine yol açabilecek herhangi bir bulgu genellikle bulamaz ve hasta gözünde güvenilmez hale gelir. Doku hasarı derecesi ile ağrı şiddeti arasında basit bir doğrusal ilişki olmadığının anlaşılması ve ağrı deneyiminin karmaşıklığının ve birçok etkenden etkilendiğinin ...

8)EGO BÜTÜNLEŞMESİ YA DA UMUTSUZLUK DÖNEMİ

8)EGO BÜTÜNLEŞMESİ YA DA UMUTSUZLUK DÖNEMİ Psikososyal kriz: ego bütünlüğü ve umutsuzluk Egonun güçlenmesi sonucu gelişen duygu: bilgelik Yaşlılık dönemini kapsar. Özerklik duygusu zayıflamakta, girişimcilik kaybolmakta, yakınlık ve üretkenlik azalmaktadır. Yaşlı birey beden ve zihin arasındaki bozulan bütünlüğü sağlamak, hayata düzen ve anlam verebilmek için bir araç olarak felsefeyi kullanır. Benlik bütünlüğü benliğin kendi içinde bir düzen ve anlamının bulunmasıdır. Olumlu, olumsuz, acı, tatlı yönleri ile bütün bir yaşamın olduğu gibi kabul edilişidir, geleceğin korku ve endişe ile karşılanmamasıdır. Ego bütünlüğü bedendeki güç kaybı, bellekte zayıflama ve toplumsal açıdan da üretkenlik ve sorumlulukla ilgili kayıpların bir denge içinde bir arada tutulmasıdır. Geçmişin yeni baştan yaşanabilmesi için bir pişmanlık yoktur. Benlik bütünlüğüne ulaşmış kişi ölümden korkmaz. Bu evrede daha önceki dönemlerde kazanılmış benlik özelliklerinin iyice olgunlaşması ve birbirleriyle bütünleştiril...