5)EGO KİMLİĞİ YA DA ROL KARMAŞASI DÖNEMİ (ERİNLİK VE ERGENLİK DÖNEMİ)
Psikososyak kriz: kimlik ve kimlik karmaşası
Egonun güçlenmesi sonucu gelişen duygu: sadakat
Gencin yapısal özellikleri, libidonun gereksinimleri, üstünlükleri, önemli özdeşimleri, başarılı savunmaları ve yüceltmeleri ile tutarlı biçimde yerine getirdiği roller giderek bütünleştirilir ve kimliği oluşturur. Ergenlik ve delikanlılık yaşlarında içsel coşkular ve önemli gelişimsel sorunlarla karşılaşan delikanlı eskiden kendine aşılanmış roller ve becerilerle bundan sonra yükleneceği rol ve sorumlulukları karşılaştırır. Kimlik duygusunun kazanılması sürecinde çocuklukta yaşanılmış kavgalar, çatışmalar yeni baştan yaşanır. Ergen yeni bir süreklilik ve aynılık duygusu geliştirmeye başlar. Erikson buna kimlik oluşturma süreci adını verir. Kendine göre kendisinin kim olduğunu ve ne olacağı ile başkalarına göre kendisinin kim ve ne olduğu sorularına yanıt arar. Benlik kimliği oluşur. Benlik kimliği oluşumu çocuklukta yapılmış özdeşimlerin ötesindedir. Çünkü bu dürtüsel çalkantılı dönemde eski özdeşimler sarsılır, yeniden değerlendirilir. Eskiler yeni değerlere ve rollere uygun nitelik kazandırılarak benimsenir, yani eski özdeşimle yenileştirilen özdeşim arasında bağlar kurulur. Kimlik duygusu benliğin bu bütünleştirme yetisinin artan biçimde yaşanması, kişiliğe yerleşmesidir. Delikanlı başkalarınca da nasıl tanındığına, değerlendirildiğine büyük önem verir. Bireysel benliğinde yerleşmiş olan süreklilik ve aynılık duygusu toplumsal yönden de kazanılır. Erikson’a göre kimlik duygusu; eskiden çekirdek durumda var olan kimlik duygusu ile bu dönemde gelişen ve toplumsal anlam yüklenen kimlik duygusunun bütünleşmesi ve buna bağlı olan güven duygusudur. Başka deyimle ben neyim, ben kimim soruları karşısında fazla kuşku ve bocalamaya kapılmadan kendi kimliğini tanıyabilme, kabullenme durumuna gelmesidir. Kimlik duygusunun cinsel, toplumsal ve mesleksel öğeleri vardır. Delikanlılık, belli bir eşeylik yapısına bağlı tamlık, yeterlik, ve güçlülük duygusunun yerleştiği dönemdir. Sağlıklı uyum sağlayan ergenlerde bile bu denemeler sırasında kendinden şüpheler, hafif davranış sorunları ya da özgürlük arayışında sınırları zorlayıcı tutumların görülmesi doğaldır. Bu ergenlik krizini çözümleyemeyen ergen Erikson’un kimlik konfüzyonu ya da rol karmaşası diye adlandırdığı durumla karşılaşır. Bu konfüzyon 2 şekilde sonuçlanabilir. Ya arkadaşları ve ailesinden kendini soyutlayarak içe kapanır. Ya da bu karmaşa içinde kendi kimliğini kaybeder. (evden kaçan okulu/işi bırakan, uç duygularda gezen ergenlerde bu konfüzyonu görebiliriz.) Kimlik oluşturabilmek için ergenlerin geçmiş yaşantısıyla bağlantısını sürdürürken gelecekle ilgili amaçlar oluşturabilmesi ve aynı zamanda bugün için yeterli kişiler arası ilişki kurabilmesi gereklidir.
Bu dönem sağlıklı yaşandığında ergen kendinden şüphe etmek yerine, kendilik kavramını (ya da kendilik kimliği= farklı bir nesne olarak kendisiyle ilgili biriktirdiği bilgiler) oluşturmayı kendini tanımayı ve güvenmeyi öğrenir.
Bu döneme ait kriz başarıyla çözüldüğünde ego, sadakat ve vefa açısından güçlenerek çıkar. İlişkilerde sadakat aranır ve sık sık da sınanır. Egonun bu açıdan güçlenmemesi durumunda genç denemesi beklenen alternatif rolleri tanımama ya da reddetme eğiliminde olur. Genç olumlu rollere direnirken toplumsal açıdan kabul edilebilir olmayan kimlik rollerine yönelmede ısrarcı davranarak olumsuz kimlik geliştirmektedir.
Gencin kimlik oluşturma çabasının karşısındaki en büyük olumsuzluk kimlik karmaşasıdır. Bunun gelişimi daha da bozucu biçimde ortaya çıkması kimlik dağılmasıdır. Genç kimlik oluşturmak amacıyla uygun rollerle bir kimlik arayışına girmek yerine çeşitli rol denemelerinden vazgeçer ya da suça yönelebilir. Kendini bir bütün olarak olarak tutabilmek için kalabalıklarla ya da bir liderle aşırı özdeşleşme yoluna gidebilir. Kimlik karmaşası yaşayan genç kayıtsızdır, özellikle mesleki kimlik alanında gözlendiği biçimiyle ne toplumun kendisine sunduğu rolleri dener ne de bu açıdan kendisine bir askıya alma süreci yaratır. Eriksona göre bazen de kimlik karmaşası oldukça akut bir biçimde gencin birden fazla kimlik alanına aynı anda yatırım yapması istendiğinde ortaya çıkar.
Kendi cinsel yapısını ve yeterliği konusunda önce bir takım soruları, kuşkuları olabilir. Kendi cinsel yapısını yeterlik ve gücünü düşünce ve eylemde başkaları ile karşılaştırır, başkalarınca nasıl göründüğünü merak eder. Zamanla sınamalar, yarışmalar ve kuşkular yatışır ve cinsel kimlik duygusu olgunlaşır.
Toplumsal yönden kimlik duygusu delikanlının kendi toplumu ve arkadaş kümesi içinde rollerini, yerini, değerini tanıması ve tanıtmasıdır. Bu konuda da soruları ve kuşkuları olur. Kendisine toplum içinde bir yer arayan delikanlı geçici bir süre de olsa belli gruplarla ya da kahramanlaştırdığı kişilerle aşırı özdeşim yapar. Bir yandan da arkadaşlarının içten bağlılığını, sadakatini dener, gerçek dostluğu arar. Delikanlı aşkı büyük oranda gencin kendi benlik imgesini bir başkasına yansıtması onun tarafından nasıl görüldüğünü nasıl değerlendirildiğini anlamak bu yolla kendi kimliğine tanım bulmak çabasıdır.
Kimlik duygusunun gelişiminde mesleksel uğraşıya yönelmek büyük önem taşır. Hemen her toplumda kimlik ile meslek iç içedir. Rolleri ve meslek uğraşları iyi belirlenmemiş, olanakların kısıtlı olduğu toplumlarda gencin uzun süre bocalaması kaçınılmazdır.
Yani kimlik duygusu bireyin kendisinin (tüm bedensel, ruhsal yapısı ile ve geçmiş, şimdi, gelecekle ilgili yaşantıları, tasarımları, ülküleri ile birlikte) bilinçli ve bilinçdışı kabullenişini ve cinsel, toplumsal, mesleksel yönlerden somut gelişmelerin tamamlanmasını gerektirmektedir.
Delikanlılık çocuklukta öğrenilen ahlaki değerler ile yetişkin yaşamdaki değerlerin karşılaştırıldığı çağdır. Kişinin toplumsal yerini, mesleksel konumunu, cinsel kimliğini tanımaya, yerine oturtmaya çalıştığı bir dönemdir. Bu çabaya kimlik dönemeci denir. Kimlik dönemecinde beliren bunalımlar her delikanlının kendi kimlik duygusunu kazanabilmesi için bilinçli ya da bilinçdışı olarak verdiği savaşımın belirtileridir. Kimlik dönemecinde ergen ben kimim? sorusunun yanıtını aramaktadır. Bu süre içinde anne babadan bağımsızlaşma, toplumsal değerleri, ülküleri yeni baştan tartma ve kendine bir yol bulma çabası egemendir. Yani her gencin değişik yoğunlukta yaşayarak aştığı doğal bir süreçtir. Kimlik karmaşası ise bir gencin kimlik dönemecini ağır bunalımlarla aşmaya çalışmak zorunda kaldığı bir durumdur. Cinsel, toplumsal, mesleksel alanlardaki kimlik savaşımında geçici de olsa oldukça ağır bozulmalar görülebilir. Bocalayan genç aşırı uçlara sapabilir, ağır cinsel kuşkulara, yetersizlik duygularına kapılabilir, bunaltıya, panik durumlara, çökkünlüğe girebilir. Zaman zaman da anne babanın hatta kendisinin beklentilerine ters düşen davranışlar deneyerek ters kimlik belirtileri gösterebilir. Kimi gençlerde de bu ters kimlik yerleşebilir. Kimlik karmaşası ruhsal çökkünlük, aşırı taşkınlık, antisosyal davranışlar hatta şizofreniye benzer belirtilerle ortaya çıkabilir.
Psikososyak kriz: kimlik ve kimlik karmaşası
Egonun güçlenmesi sonucu gelişen duygu: sadakat
Gencin yapısal özellikleri, libidonun gereksinimleri, üstünlükleri, önemli özdeşimleri, başarılı savunmaları ve yüceltmeleri ile tutarlı biçimde yerine getirdiği roller giderek bütünleştirilir ve kimliği oluşturur. Ergenlik ve delikanlılık yaşlarında içsel coşkular ve önemli gelişimsel sorunlarla karşılaşan delikanlı eskiden kendine aşılanmış roller ve becerilerle bundan sonra yükleneceği rol ve sorumlulukları karşılaştırır. Kimlik duygusunun kazanılması sürecinde çocuklukta yaşanılmış kavgalar, çatışmalar yeni baştan yaşanır. Ergen yeni bir süreklilik ve aynılık duygusu geliştirmeye başlar. Erikson buna kimlik oluşturma süreci adını verir. Kendine göre kendisinin kim olduğunu ve ne olacağı ile başkalarına göre kendisinin kim ve ne olduğu sorularına yanıt arar. Benlik kimliği oluşur. Benlik kimliği oluşumu çocuklukta yapılmış özdeşimlerin ötesindedir. Çünkü bu dürtüsel çalkantılı dönemde eski özdeşimler sarsılır, yeniden değerlendirilir. Eskiler yeni değerlere ve rollere uygun nitelik kazandırılarak benimsenir, yani eski özdeşimle yenileştirilen özdeşim arasında bağlar kurulur. Kimlik duygusu benliğin bu bütünleştirme yetisinin artan biçimde yaşanması, kişiliğe yerleşmesidir. Delikanlı başkalarınca da nasıl tanındığına, değerlendirildiğine büyük önem verir. Bireysel benliğinde yerleşmiş olan süreklilik ve aynılık duygusu toplumsal yönden de kazanılır. Erikson’a göre kimlik duygusu; eskiden çekirdek durumda var olan kimlik duygusu ile bu dönemde gelişen ve toplumsal anlam yüklenen kimlik duygusunun bütünleşmesi ve buna bağlı olan güven duygusudur. Başka deyimle ben neyim, ben kimim soruları karşısında fazla kuşku ve bocalamaya kapılmadan kendi kimliğini tanıyabilme, kabullenme durumuna gelmesidir. Kimlik duygusunun cinsel, toplumsal ve mesleksel öğeleri vardır. Delikanlılık, belli bir eşeylik yapısına bağlı tamlık, yeterlik, ve güçlülük duygusunun yerleştiği dönemdir. Sağlıklı uyum sağlayan ergenlerde bile bu denemeler sırasında kendinden şüpheler, hafif davranış sorunları ya da özgürlük arayışında sınırları zorlayıcı tutumların görülmesi doğaldır. Bu ergenlik krizini çözümleyemeyen ergen Erikson’un kimlik konfüzyonu ya da rol karmaşası diye adlandırdığı durumla karşılaşır. Bu konfüzyon 2 şekilde sonuçlanabilir. Ya arkadaşları ve ailesinden kendini soyutlayarak içe kapanır. Ya da bu karmaşa içinde kendi kimliğini kaybeder. (evden kaçan okulu/işi bırakan, uç duygularda gezen ergenlerde bu konfüzyonu görebiliriz.) Kimlik oluşturabilmek için ergenlerin geçmiş yaşantısıyla bağlantısını sürdürürken gelecekle ilgili amaçlar oluşturabilmesi ve aynı zamanda bugün için yeterli kişiler arası ilişki kurabilmesi gereklidir.
Bu dönem sağlıklı yaşandığında ergen kendinden şüphe etmek yerine, kendilik kavramını (ya da kendilik kimliği= farklı bir nesne olarak kendisiyle ilgili biriktirdiği bilgiler) oluşturmayı kendini tanımayı ve güvenmeyi öğrenir.
Bu döneme ait kriz başarıyla çözüldüğünde ego, sadakat ve vefa açısından güçlenerek çıkar. İlişkilerde sadakat aranır ve sık sık da sınanır. Egonun bu açıdan güçlenmemesi durumunda genç denemesi beklenen alternatif rolleri tanımama ya da reddetme eğiliminde olur. Genç olumlu rollere direnirken toplumsal açıdan kabul edilebilir olmayan kimlik rollerine yönelmede ısrarcı davranarak olumsuz kimlik geliştirmektedir.
Gencin kimlik oluşturma çabasının karşısındaki en büyük olumsuzluk kimlik karmaşasıdır. Bunun gelişimi daha da bozucu biçimde ortaya çıkması kimlik dağılmasıdır. Genç kimlik oluşturmak amacıyla uygun rollerle bir kimlik arayışına girmek yerine çeşitli rol denemelerinden vazgeçer ya da suça yönelebilir. Kendini bir bütün olarak olarak tutabilmek için kalabalıklarla ya da bir liderle aşırı özdeşleşme yoluna gidebilir. Kimlik karmaşası yaşayan genç kayıtsızdır, özellikle mesleki kimlik alanında gözlendiği biçimiyle ne toplumun kendisine sunduğu rolleri dener ne de bu açıdan kendisine bir askıya alma süreci yaratır. Eriksona göre bazen de kimlik karmaşası oldukça akut bir biçimde gencin birden fazla kimlik alanına aynı anda yatırım yapması istendiğinde ortaya çıkar.
Kendi cinsel yapısını ve yeterliği konusunda önce bir takım soruları, kuşkuları olabilir. Kendi cinsel yapısını yeterlik ve gücünü düşünce ve eylemde başkaları ile karşılaştırır, başkalarınca nasıl göründüğünü merak eder. Zamanla sınamalar, yarışmalar ve kuşkular yatışır ve cinsel kimlik duygusu olgunlaşır.
Toplumsal yönden kimlik duygusu delikanlının kendi toplumu ve arkadaş kümesi içinde rollerini, yerini, değerini tanıması ve tanıtmasıdır. Bu konuda da soruları ve kuşkuları olur. Kendisine toplum içinde bir yer arayan delikanlı geçici bir süre de olsa belli gruplarla ya da kahramanlaştırdığı kişilerle aşırı özdeşim yapar. Bir yandan da arkadaşlarının içten bağlılığını, sadakatini dener, gerçek dostluğu arar. Delikanlı aşkı büyük oranda gencin kendi benlik imgesini bir başkasına yansıtması onun tarafından nasıl görüldüğünü nasıl değerlendirildiğini anlamak bu yolla kendi kimliğine tanım bulmak çabasıdır.
Kimlik duygusunun gelişiminde mesleksel uğraşıya yönelmek büyük önem taşır. Hemen her toplumda kimlik ile meslek iç içedir. Rolleri ve meslek uğraşları iyi belirlenmemiş, olanakların kısıtlı olduğu toplumlarda gencin uzun süre bocalaması kaçınılmazdır.
Yani kimlik duygusu bireyin kendisinin (tüm bedensel, ruhsal yapısı ile ve geçmiş, şimdi, gelecekle ilgili yaşantıları, tasarımları, ülküleri ile birlikte) bilinçli ve bilinçdışı kabullenişini ve cinsel, toplumsal, mesleksel yönlerden somut gelişmelerin tamamlanmasını gerektirmektedir.
Delikanlılık çocuklukta öğrenilen ahlaki değerler ile yetişkin yaşamdaki değerlerin karşılaştırıldığı çağdır. Kişinin toplumsal yerini, mesleksel konumunu, cinsel kimliğini tanımaya, yerine oturtmaya çalıştığı bir dönemdir. Bu çabaya kimlik dönemeci denir. Kimlik dönemecinde beliren bunalımlar her delikanlının kendi kimlik duygusunu kazanabilmesi için bilinçli ya da bilinçdışı olarak verdiği savaşımın belirtileridir. Kimlik dönemecinde ergen ben kimim? sorusunun yanıtını aramaktadır. Bu süre içinde anne babadan bağımsızlaşma, toplumsal değerleri, ülküleri yeni baştan tartma ve kendine bir yol bulma çabası egemendir. Yani her gencin değişik yoğunlukta yaşayarak aştığı doğal bir süreçtir. Kimlik karmaşası ise bir gencin kimlik dönemecini ağır bunalımlarla aşmaya çalışmak zorunda kaldığı bir durumdur. Cinsel, toplumsal, mesleksel alanlardaki kimlik savaşımında geçici de olsa oldukça ağır bozulmalar görülebilir. Bocalayan genç aşırı uçlara sapabilir, ağır cinsel kuşkulara, yetersizlik duygularına kapılabilir, bunaltıya, panik durumlara, çökkünlüğe girebilir. Zaman zaman da anne babanın hatta kendisinin beklentilerine ters düşen davranışlar deneyerek ters kimlik belirtileri gösterebilir. Kimi gençlerde de bu ters kimlik yerleşebilir. Kimlik karmaşası ruhsal çökkünlük, aşırı taşkınlık, antisosyal davranışlar hatta şizofreniye benzer belirtilerle ortaya çıkabilir.
Yorumlar
Yorum Gönder