Ana içeriğe atla

Bakteriyel ve Fungal Kontaminasyonu

Amaç: Bu çalışmada otomatik para makinelerinin bakteriyel ve fungal bulaşta alabilecekleri rol
araştırılmış ve bu makinelerin hastane içi ya da dışında olması ve sakin ya da yoğun zamanlarda
kullanılmasının kontaminasyon açısından fark yaratıp yaratmadığının incelenmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Araştırma Kasım 2008 - Mart 2009 süresinde Ankara’nın merkezi semtleri
olan Sıhhiye ve Kızılay’daki otomatik para makineleri üzerinde yapılmıştır. Hastane yerleşkesi içi
ve dışında 20’şer otomatik para makinesinden yoğunluğun etkisini incelemek için hafta içi ve
sonu birer örnek alınmış, toplam 80 örnekle çalışılmıştır. Örnekler aynı gün kanlı agar, Sabouraud
Dekstrose Agar (SDA) ve Eozin Methilene Blue (EMB) agara ekilip bakteri ve mantar üremeleri
gözlenmiştir. Oluşan koloniler izole ve identifiye edilmiştir. İstatistiksel test olarak Ki-kare, Wilcoxon,
Mann-Whitney U testleri kullanılmış, Bonferroni düzeltmesi yapılmıştır.
Bulgular: Alınan 80 örnekten 78’inde üreme gözlenmiştir. Üreyen mikroorganizmalar arasında
Micrococcus spp, Koagülaz Negatif Stafilokok (KNS), Metisiline dirençli Staphylococcus aureus
(MRSA), Metisiline duyarlı Staphylococcus aureus (MSSA), Streptococcus pneumoniae, diğer Streptococcus
spp, Neisseria spp, Gram pozitif basiller, Gram pozitif sporlu basiller, Gram negatif enterik
basiller, nonfermenter Gram negatif basiller; maya ve küf mantarları yer almaktadır. Üreyen koloni
çeşidi sayısı açısından otomatik para makinesinin hastane içinde ve dışında olması ile, yoğun ve
sakin günlerde örnek alınması arasında anlamlı bir fark olmadığı saptanmıştır (p>0,0125).
Sonuç: Otomatik para makineleri bakteri ve mantarlarla kontamine olmaktadır ve bu kontaminasyona
muhtemel patojen türler de katılmaktadır. Bu nedenle otomatik para makineleri mikrobiyal
bulaşta rol alabilirler ve halk sağlığı açısından önem arz ederler. Otomatik para makinelerinin
düzenli olarak temizlenmesi ve kişisel el hijyeni olası bulaşlardan korunmada önemlidir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÖRNEKLEME VE RANDOMİZASYON tıbbi istatistik

ÖRNEKLEME VE RANDOMİZASYON Ara ş t ı rman ı n amac ı , bir gruptaki gozlemlerden topluma genelleme yapabilmektir. Orne ğ in yeni bir antihipertansif ilac ı n etkinli ğ ini tum hipertansiflerde denemek olas ı de ğ ildir. Bu amacla yap ı lan bir ara ş t ı rmada bir grup hipertansif hasta uzerinde bu ilac ı n etkisi denenir ve sonuclar genellenir; yani “bu ilac hipertansif hastalarda kan bas ı nc ı n ı du ş urmede etkilidir (ya da de ğ ildir)” denir. Cal ış maya al ı nan deneklerin olu ş turdu ğ u gruba orneklem (sample) , bu grubun temsil etti ğ i topluma evren (population) ad ı verilir. Yukar ı daki ornekte cal ış maya al ı nan hipertansif hastalar orneklemi olu ş turmaktad ı rlar. Bu cal ış man ı n temsil etti ğ i evren ise tum hipertansif hastalard ı r. Bir cal ış man ı n sonuclar ı , yaln ı z cal ış ma ornekleminin temsil etti ğ i evrene genellenebilir. ÖRNEKLEME Bir y ı l boyunca Ankara’da hastaneye yatan hastalar ı n tan ı lara gore da ğı l ı m ı n ı o ğ renmek ...

AĞRININ ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ

AĞRININ ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ PERİFERAL RESEPTÖRLER Ağrı bilinç durumu ile ilişkili duyusal ve duygusal bir deneyimdir. Bir bireyin ne düzeyde ağrı hissedeceği hoşa gitmeyen uyaranların oluşturduğu ağrı uyarısı ve bu ağrıyı düzenleyen süreçlerin birbirleri ile etkileşimlerinin sonucudur. Ağrı deneyimini, nosisepsiyondan ayırt etmek önemlidir. Ağrı deneyimi hoşa gitmeyen uyaranların, ağrı şekline dönüşümünde görev alan nöral süreçleri tanımlar. Ağrı ve doku hasarı arasındaki ilişki çoğu hasta ve hekim tarafından yanlış anlaşılmaktadır. Daha fazla doku hasarının daha yoğun ağrı hissi uyandıracağı varsayımı sezgiseldir: inatçı ağrısı olan hasta zaman içinde ağrı şikayeti üzerine yoğunlaşır ve muayene eden hekim bu ağrı şikayetine yol açabilecek herhangi bir bulgu genellikle bulamaz ve hasta gözünde güvenilmez hale gelir. Doku hasarı derecesi ile ağrı şiddeti arasında basit bir doğrusal ilişki olmadığının anlaşılması ve ağrı deneyiminin karmaşıklığının ve birçok etkenden etkilendiğinin ...

8)EGO BÜTÜNLEŞMESİ YA DA UMUTSUZLUK DÖNEMİ

8)EGO BÜTÜNLEŞMESİ YA DA UMUTSUZLUK DÖNEMİ Psikososyal kriz: ego bütünlüğü ve umutsuzluk Egonun güçlenmesi sonucu gelişen duygu: bilgelik Yaşlılık dönemini kapsar. Özerklik duygusu zayıflamakta, girişimcilik kaybolmakta, yakınlık ve üretkenlik azalmaktadır. Yaşlı birey beden ve zihin arasındaki bozulan bütünlüğü sağlamak, hayata düzen ve anlam verebilmek için bir araç olarak felsefeyi kullanır. Benlik bütünlüğü benliğin kendi içinde bir düzen ve anlamının bulunmasıdır. Olumlu, olumsuz, acı, tatlı yönleri ile bütün bir yaşamın olduğu gibi kabul edilişidir, geleceğin korku ve endişe ile karşılanmamasıdır. Ego bütünlüğü bedendeki güç kaybı, bellekte zayıflama ve toplumsal açıdan da üretkenlik ve sorumlulukla ilgili kayıpların bir denge içinde bir arada tutulmasıdır. Geçmişin yeni baştan yaşanabilmesi için bir pişmanlık yoktur. Benlik bütünlüğüne ulaşmış kişi ölümden korkmaz. Bu evrede daha önceki dönemlerde kazanılmış benlik özelliklerinin iyice olgunlaşması ve birbirleriyle bütünleştiril...