Ana içeriğe atla

ZİHİNSEL GELİŞİM- JEAN PİAGET KURAMI

ZİHİNSEL GELİŞİM- JEAN PİAGET KURAMI
Piaget’ye göre zihin gelişimi organizmanın dünyaya kalıtımsal olarak getirdiği ve tüm gelişim boyunca değişmez kalan bazı biyolojik işlevlere dayanmaktadır. Bu değişmez işlevler bilişsel örgütleme (organization) ve uyum sağlamadır (adaptation).
Kuramın Temel Kavramları:
1. Şema
Değişen ve uyum sağlayan biyolojik yapının psikolojik karşılığıdır. Çevreye zihinsel uyum sağlamak için kullanılan zihinsel (bilişsel) yapılardır. Bunlar dünyayı tanımak için yapılan fiziksel (bakmak, tutmak, emmek vb.) ve zihinsel (karşılaştırma, sınıflama, sayı sayma vb.) eylemlerdir. Şemalar duyu-devinim (sensory-motor) ve bilişsel olarak incelenir. Bilişsel şemalar duyu-devinim şemalarının içselleştirilmesi ile ortaya çıkarlar. (bakma şemasının içselleştirilmesiyle görsel bir imge oluşumu gibi). Bebeğin ilk şemaları refleksleridir. Şemalar hareketlidir, ortama göre gelişir ve değişirler.
2)Şemaların Örgütlenmesi
Bilişsel yapıları daha karmaşık sistemler oluşturmak üzere güdüleme becerisidir. Organizmanın sahip olduğu yapı ve süreçleri fiziksel ya da psikolojik sistemler içinde bütünleştirmesidir. Giderek daha üst düzeyde zihinsel yapıya ulaşır. Bunlar doğuştan kazanılmış becerilerdir. Bu işlem sırasında uyum sağlama işlevi devreye girer.

3) Uyum Sağlama (adaptasyon)
Kişinin çevreye uyum yetisi asimilasyon (özümleme) ve akomodasyon (uyma) olmak üzere 2 birbirini tamamlayan süreç ve işlevlerle gerçekleşir. Özümleme yeni bir deneyimi (uyarıları ve yaşantıları) içe alıp var olan şemaya yerleştirmedir. (içe doğru işlem). Kişinin dış dünyayı kendi ön bilgilerine göre ayıklaması (kendi bilgi sistemi ve kendi yapılarına göre seçerek ve değiştirerek içe alması) ve yeni deneyimleri kurulmuş olan zihinsel yapısı yardımıyla içeri alması şeklinde işler. Uyma ise yeni alınan bilginin gerçekle uyum sağlaması için şemalarda ayarlama yapılmasıdır. (dışa doğru işlem). Özümleme nesnel gerçeğin değiştirilerek içe alınması uyma da özümlenen bu gerçek ile uyum sağlamaya yönelik olarak öznel gerçekliğin değiştirilmesidir. Uyma önceki bilgilerin çevrenin gerçekçi isteklerine (dış dünya gerçeklerine uyumlu duruma getirme) göre değiştirilmesidir. Bunu da bilişsel yapısını uyarlayarak veya düzenleyerek yapar. Özümleme ile uyma arasında bir ayrılık olduğu zaman çocuğun çevre ile ilgili bilgisinde bir bölünme olur ve çocuk dengelenimi yeniden sağlama gereksinimindedir. Piaget kuramına göre zihin gelişimi için en önemli güdülenme aracı bu dengesizliktir. Yani özümlenen bilgilerin organizmanın mevcut yapılarıyla bağdaşmayan yeni yapılar içermesi bilişsel bir çatışma ortaya çıkarır ve zihinsel denge bozulur. Bu durumda yeni bilgilerle eski yapılar arasında yeni bir dengeye ulaşmak için uyma işlevi harekete geçirilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÖRNEKLEME VE RANDOMİZASYON tıbbi istatistik

ÖRNEKLEME VE RANDOMİZASYON Ara ş t ı rman ı n amac ı , bir gruptaki gozlemlerden topluma genelleme yapabilmektir. Orne ğ in yeni bir antihipertansif ilac ı n etkinli ğ ini tum hipertansiflerde denemek olas ı de ğ ildir. Bu amacla yap ı lan bir ara ş t ı rmada bir grup hipertansif hasta uzerinde bu ilac ı n etkisi denenir ve sonuclar genellenir; yani “bu ilac hipertansif hastalarda kan bas ı nc ı n ı du ş urmede etkilidir (ya da de ğ ildir)” denir. Cal ış maya al ı nan deneklerin olu ş turdu ğ u gruba orneklem (sample) , bu grubun temsil etti ğ i topluma evren (population) ad ı verilir. Yukar ı daki ornekte cal ış maya al ı nan hipertansif hastalar orneklemi olu ş turmaktad ı rlar. Bu cal ış man ı n temsil etti ğ i evren ise tum hipertansif hastalard ı r. Bir cal ış man ı n sonuclar ı , yaln ı z cal ış ma ornekleminin temsil etti ğ i evrene genellenebilir. ÖRNEKLEME Bir y ı l boyunca Ankara’da hastaneye yatan hastalar ı n tan ı lara gore da ğı l ı m ı n ı o ğ renmek ...

AĞRININ ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ

AĞRININ ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ PERİFERAL RESEPTÖRLER Ağrı bilinç durumu ile ilişkili duyusal ve duygusal bir deneyimdir. Bir bireyin ne düzeyde ağrı hissedeceği hoşa gitmeyen uyaranların oluşturduğu ağrı uyarısı ve bu ağrıyı düzenleyen süreçlerin birbirleri ile etkileşimlerinin sonucudur. Ağrı deneyimini, nosisepsiyondan ayırt etmek önemlidir. Ağrı deneyimi hoşa gitmeyen uyaranların, ağrı şekline dönüşümünde görev alan nöral süreçleri tanımlar. Ağrı ve doku hasarı arasındaki ilişki çoğu hasta ve hekim tarafından yanlış anlaşılmaktadır. Daha fazla doku hasarının daha yoğun ağrı hissi uyandıracağı varsayımı sezgiseldir: inatçı ağrısı olan hasta zaman içinde ağrı şikayeti üzerine yoğunlaşır ve muayene eden hekim bu ağrı şikayetine yol açabilecek herhangi bir bulgu genellikle bulamaz ve hasta gözünde güvenilmez hale gelir. Doku hasarı derecesi ile ağrı şiddeti arasında basit bir doğrusal ilişki olmadığının anlaşılması ve ağrı deneyiminin karmaşıklığının ve birçok etkenden etkilendiğinin ...

8)EGO BÜTÜNLEŞMESİ YA DA UMUTSUZLUK DÖNEMİ

8)EGO BÜTÜNLEŞMESİ YA DA UMUTSUZLUK DÖNEMİ Psikososyal kriz: ego bütünlüğü ve umutsuzluk Egonun güçlenmesi sonucu gelişen duygu: bilgelik Yaşlılık dönemini kapsar. Özerklik duygusu zayıflamakta, girişimcilik kaybolmakta, yakınlık ve üretkenlik azalmaktadır. Yaşlı birey beden ve zihin arasındaki bozulan bütünlüğü sağlamak, hayata düzen ve anlam verebilmek için bir araç olarak felsefeyi kullanır. Benlik bütünlüğü benliğin kendi içinde bir düzen ve anlamının bulunmasıdır. Olumlu, olumsuz, acı, tatlı yönleri ile bütün bir yaşamın olduğu gibi kabul edilişidir, geleceğin korku ve endişe ile karşılanmamasıdır. Ego bütünlüğü bedendeki güç kaybı, bellekte zayıflama ve toplumsal açıdan da üretkenlik ve sorumlulukla ilgili kayıpların bir denge içinde bir arada tutulmasıdır. Geçmişin yeni baştan yaşanabilmesi için bir pişmanlık yoktur. Benlik bütünlüğüne ulaşmış kişi ölümden korkmaz. Bu evrede daha önceki dönemlerde kazanılmış benlik özelliklerinin iyice olgunlaşması ve birbirleriyle bütünleştiril...