Ana içeriğe atla

BULİMİA NERVOZA NIN FARMAKO TERAPİSİ - tıbbi çeviri

BULİMİA NERVOZA NIN FARMAKO TERAPİSİ

BN nın farmakoterapisi literatürde yaygın bir şekilde çalışılmıştır. AN dan farklı olarak BN tedavisinde bir çok ilaç plesaboya oranla daha etkili bulunmuştur bunlar, TCA, SSRİ, seratonin norepinefrin reuptake inhibitörleri, ve diğer antidepresan ilaçlardır.ek olarak seratonin reseptör antagonist ve antikonvülzan ilaçlar özellikle topiramat gibi diğer ajanlar yararlı olmaktadır.
BN da antidepresanların etkinliği 2 eşzamanlı etkisi bulunmaktadır: bu hastalığa eşlik eden duygudurum ve anksiyete komponentlerinde düzelme ve kusma, tıkınırcasına yeme semptomlarının azalmasına katkıda bulunmaktadır.antidepresanların etkinliği çeşitli randomize, çift kör plesebo kontrollü BN tedavi çalışmalarında sürekli gösterilmiştir. ancak, bu ajanlarda relaps oranları üçte bir oranda yüksektir.bundan dolayı, hastalar antidepresan terdaviye en az 9 ay ile 1 yıl devam etmesi önerilir. TCA ve MAO inh. BN nın tedavisinde etkinliği literatürde desteklenmesine rağmen günümüz klinik uygulamalarında bunların yerine SSRİ lar geçmiştir. bunun nedeni SSRİ BN nın tedavisinde etkili ve FDA tarafından fluoksetinin bu hastalık için endikasyonu onaylıdır ve SSRİ lar daha iyi yan etki profiline sahiptir. BN hastaları depresyon ve suicidal eğilim olabildiği için aşırı dozda toksisite ve potansiyel lethalite nedeniyle TCA problemli olabilir. ek olarak, bu sınıf ilaçlarda elektrolit bozuklukları olan hastalarda kardiak yan etkiler için risklidir. MAOi nın kullanımında diyet kısıtlanması gerklidir, dikkatsiz yeme davranışları olan BN hastalarında kullanılması problem yaratabilir,bundan dolayı bir hipertansif atak riski oluşabilir.
FDA BN nın tedavisinde fluoksetinin dozunu 60 mg/gün olarak onaylamıştır. etkili olan diğer SSRİ setralin sadece bir küçük randomize kontrollü araştırmada çalışılmıştır.BN tedavisinde kullanılan SSRİ ların dozları depresyon tedavisinden daha yüksektir. örnek olarak, Collaborative Study Group çalışmasında fluoksetin 60mg/gün kullanımı tıkanırcasına yeme sıklığını ve kusmayı önemli oranda azalttığı gösterilmiştir, bu çalışma Fluoksetinin BN tedavisi için FDA onayı almasına yol göstermiştir.
BN tedavisinde 60 mg/gün fluoksetin kullanımı ayrıca adolesan populasyonunda güvenli ve etkili olduğu gösterilmiştir. BN tedavisinde Bupropion nöbet riskini artırdığı için kontraendikedir. özellikle çocuk ve ergenlerde antidepresanların reçete edilmesinde blak box uyarısı hakkında aileye bilgilendirilmelidir. ek olarak, BN tedavisinde yüksek dozlarda SSRİ kullanılmasından dolayı hastalarda daha fazla yan etkiler oluşmaktadır.özellikle yan etkiler hastalığın yönetilmesinde ve uyuma müdahale edebilir. örnek olarak yüksek doz SSRİ lar daha fazla oranda konstipasyona neden olabilir ,ve bu yan etkileri düzenlemek için dışkı yumuşatıcıları kullanılabilir. yüksek dozlarda insomnia, bulantı, asteni ve cinsel gibi yaygın yan etkiler oluşabilir.Topiramat alternatif tedavi olarak kullanılması faydalı olduğu gösterilmiştir.Bir çift kör plesebo kontrollü çalışmada, 16-50 yaş arasında ki denekler randomize edilerek 10 hafta takip edilmiş, hastalara plesebo veya topiramat (maksimumu doz 400 mg/gün) tedavisi verilmiş. ortalama haftalık binge/purge günleri topiramat grubunda %44.8 azalma, plesebo grubunda %10,7 azalma bulunmuş. bu çalışmada, topiramatla tedavi olan hastalarda ortalama ağırlık kaybı 1,8 kg dı.daha yeni olan bir çalışma topiramatın ağırlık kaybı ve binge-purge epizodlarına etkinliğini desteklemektedir.kilo kaybıyla ilişkisi nedeniyle, normal ve düşük ağırlıklı BN lı hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. kelime bulma güçlüğü, somnolans, baş dönmesi, ve parestezi gibi diğer yaygın yan etkiler takip edilmelidir.
2 tane küçük randomize çift kör çalışmada , periferik etkili 5-hydroxytriptamine 3 (5-HT3) antagonist ondansetron binge-kusma sıklığını azalttığı gösterilmiş. Bu ilaçların yüksek maliyeti olasından dolayı, genellikle uygun bir tedavi seçeneği değildir.
bipolar bozuluğunun komorbiditesi veya diğer duygudurum dengeleyici kullanmak zorunda olan BN lı hastalarda lityum ve valproik asit kullanılması problemlidir. BN tedavisinde lityum etkisi gösterilememiştir. ek olarak binge ve purge epizodları sıvı ve elektrolitlerin düzeylerini değiştirdiği için lityum düzeylerini düzenlemek zor olabilir. hem lityum hem valproik asit kilo alıma neden olarak uyumu sınırlar.
benzer şekilde, atipik antipsikotiklerde kilo almayla ilişkili olduğu için BN li hastalarda tedaviyi kabul etme ve tedaviye uyuma engel olmaktadır.
Metilfenidatlar iştahı kesmesi ve potansiyel kilo kaybıyla bilindiği için ADHD li BN hastalarında yararlı olabilir, bu ilaçların kötüye kullanıması kilo kaybını tetiklemektedir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÖRNEKLEME VE RANDOMİZASYON tıbbi istatistik

ÖRNEKLEME VE RANDOMİZASYON Ara ş t ı rman ı n amac ı , bir gruptaki gozlemlerden topluma genelleme yapabilmektir. Orne ğ in yeni bir antihipertansif ilac ı n etkinli ğ ini tum hipertansiflerde denemek olas ı de ğ ildir. Bu amacla yap ı lan bir ara ş t ı rmada bir grup hipertansif hasta uzerinde bu ilac ı n etkisi denenir ve sonuclar genellenir; yani “bu ilac hipertansif hastalarda kan bas ı nc ı n ı du ş urmede etkilidir (ya da de ğ ildir)” denir. Cal ış maya al ı nan deneklerin olu ş turdu ğ u gruba orneklem (sample) , bu grubun temsil etti ğ i topluma evren (population) ad ı verilir. Yukar ı daki ornekte cal ış maya al ı nan hipertansif hastalar orneklemi olu ş turmaktad ı rlar. Bu cal ış man ı n temsil etti ğ i evren ise tum hipertansif hastalard ı r. Bir cal ış man ı n sonuclar ı , yaln ı z cal ış ma ornekleminin temsil etti ğ i evrene genellenebilir. ÖRNEKLEME Bir y ı l boyunca Ankara’da hastaneye yatan hastalar ı n tan ı lara gore da ğı l ı m ı n ı o ğ renmek ...

AĞRININ ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ

AĞRININ ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ PERİFERAL RESEPTÖRLER Ağrı bilinç durumu ile ilişkili duyusal ve duygusal bir deneyimdir. Bir bireyin ne düzeyde ağrı hissedeceği hoşa gitmeyen uyaranların oluşturduğu ağrı uyarısı ve bu ağrıyı düzenleyen süreçlerin birbirleri ile etkileşimlerinin sonucudur. Ağrı deneyimini, nosisepsiyondan ayırt etmek önemlidir. Ağrı deneyimi hoşa gitmeyen uyaranların, ağrı şekline dönüşümünde görev alan nöral süreçleri tanımlar. Ağrı ve doku hasarı arasındaki ilişki çoğu hasta ve hekim tarafından yanlış anlaşılmaktadır. Daha fazla doku hasarının daha yoğun ağrı hissi uyandıracağı varsayımı sezgiseldir: inatçı ağrısı olan hasta zaman içinde ağrı şikayeti üzerine yoğunlaşır ve muayene eden hekim bu ağrı şikayetine yol açabilecek herhangi bir bulgu genellikle bulamaz ve hasta gözünde güvenilmez hale gelir. Doku hasarı derecesi ile ağrı şiddeti arasında basit bir doğrusal ilişki olmadığının anlaşılması ve ağrı deneyiminin karmaşıklığının ve birçok etkenden etkilendiğinin ...

8)EGO BÜTÜNLEŞMESİ YA DA UMUTSUZLUK DÖNEMİ

8)EGO BÜTÜNLEŞMESİ YA DA UMUTSUZLUK DÖNEMİ Psikososyal kriz: ego bütünlüğü ve umutsuzluk Egonun güçlenmesi sonucu gelişen duygu: bilgelik Yaşlılık dönemini kapsar. Özerklik duygusu zayıflamakta, girişimcilik kaybolmakta, yakınlık ve üretkenlik azalmaktadır. Yaşlı birey beden ve zihin arasındaki bozulan bütünlüğü sağlamak, hayata düzen ve anlam verebilmek için bir araç olarak felsefeyi kullanır. Benlik bütünlüğü benliğin kendi içinde bir düzen ve anlamının bulunmasıdır. Olumlu, olumsuz, acı, tatlı yönleri ile bütün bir yaşamın olduğu gibi kabul edilişidir, geleceğin korku ve endişe ile karşılanmamasıdır. Ego bütünlüğü bedendeki güç kaybı, bellekte zayıflama ve toplumsal açıdan da üretkenlik ve sorumlulukla ilgili kayıpların bir denge içinde bir arada tutulmasıdır. Geçmişin yeni baştan yaşanabilmesi için bir pişmanlık yoktur. Benlik bütünlüğüne ulaşmış kişi ölümden korkmaz. Bu evrede daha önceki dönemlerde kazanılmış benlik özelliklerinin iyice olgunlaşması ve birbirleriyle bütünleştiril...