Ana içeriğe atla

dermatofitozlar ingilizce tıbbi makale çevir tercüme

Saçkıran ve dermatofitozlar genel olarak saç (tinea capitis, tinea barbae), tırnak (tinea unguium) veya saçsız deri (tinea corporis, tinea cruris, tinea pedis, tinea manuum) etkilemektedir. 1-3 tedavinin etkisi ve prognoz açısından bu sınıflandırma önemlidir. böylece, saçları ve tırnakları etkileyen mantalarda sistematik tedavi genellikle zorunludur. Buna karşılık, yaygın vakalar, multible veya tekrarlayan lezyonlar, veya immün sistemi baskılanmış hastaların dışında saçsız deride sadece topikal tedavi uygulanabilir. Ancak, saçsız deri bölgelerinde, genellikle vellus kılları mevcut, bunlar terminal kılların aksine kısa, nonpigmente, medulla ve errektör pili kasları yoktur ve siklüsleri kısadır. dermatofitlerin vellus saç enfeksiyonu topikal antifungal tedavi kötü sonuçlanır , saçsız deri tinea izole lezyonların çoğunluğunun altta yatan neden tinea glabrous olabilir.

Metaryal ve Metodlar

2007 ve 2009 yılları arasında topikal antifungal tedaviye dirençli 13 tinea glabrous'u olan hasta değerlendirilmiştir. Dahil edilme kriterleri saçsız deri tineasının tanısı topikal antifungal tedaviye 4 hafta yanıtsız olması (Fig. 1) ve dışlama kriterleri geniş ya da tekrarlayan lezyonlar, beşden daha fazla lezyonlar, tinea pedis veya immün sistemi baskılanmış hastalar. Aşağıdaki değişkenleri analiz ettik:cinsiyet, yaş, hayvanlarla temas öyküsü, birinci basamakta kortikosteroid tedavisi, lezyon sayısı, lezyonda ekskoriasyon varlığı, potasyum hidroksit (KOH) ile etken tespiti direkt mikroskopisi, ve topikal antifungal tedavi kullanımı.

Sonuçlar

Hastalar 2 ile 25 yıl yaş aralığına ayrıldı(ortalama 7). sekiz kadın ve beş erkek (tablo 1), ve sekiz (%62) hayvanlara temas öyküsü rapor edildi. Çoğu (n = 10; 77%) dermatolojiste başvurmadan önce topikal kortikosteroid kullanmıştır. dokuzunda saçkıran tanı anında tek lezyonu vardı, ikisinde iki lezyon ve ikisinde üç lezyon mevcuttu. Klinik olarak , sekiz hastanın (%62) lezyonunda ekskoriasyon mevcuttu ve 11 hastanın(85%) lezyonunda mikropustules gözlemlendi (Figs 1–3). Dokuz hastada lezyon yüzde lokalizeydi, ikitane alt ekstremitede ve ikitane abdomende lokalizeydi. Her vakada, deri kazıma sırasında, kısa ince tüyler kolayca lâm üzerine düştüler. KOH ile direkt muayenede belirlenen birkaç vellus kılların bütünü etkilenmişti (Fig. 4). Vellus kılların enfekte bulgusu durumu dışında sekiz (62%) hastada parazit skalasında hiç bir kanıt yoktu. Geofilik türden beş (38%) tane belirlendi ve kalan bütün vakaların hepsi zoofilikti. Hiçbir anthropophilic tür tespit edilmemeiştir. Bütün vakalar oral antifungal tedavi ile iyileşti, ve nüks oluşmadı.

Tartışma

Sonuç olarak, vellus saç tineası muhtemelen önemli ve beklenmedik klinik ve terapötik etkileri olan genelde atlanılan bir antitedir. Direkt mikroskopi, iyi bilinen ve bütün dermatolojistler tarafından yapılan kolay bir teknik, tinea gabrous vakaları yanlızca topikal tedaviye zayıf veya hiç yanıt vermeyeceği baştan tahmin edebilmektedir. Bize göre, saçsız deri tinea lezyonları direkt muayenesinde vellus kıllarında parazit gözlemlenmesi sistemik antifungal tedavi için bir endikasyon olarak kabul edilmelidir.

Bu konu hakkında önceden bilinenler nelerdir?

Vellus kıllarının tineası terapötik etkileri yeterince araştırılmayan nadir bir antitedir.

Durum iki kat yanıltıcıdır, çünkü nadir klinik görünümü ve filamentlerin olmaması, parazitizm vellus kıllarında sınırlı olmasıdır. günümüze kadar sadece yedi vaka tanımlanmıştır.

Bu çalışma ne eklemiştir?

Vellus kıllarının tineasının şimdiye kadar en büyük seriyi sunduk.

Bizim sonuçlara göre, saçsız deri tinea lezyonları direkt muayenesinde vellus kıllarında parazit gözlemlenmesi sistemik antifungal tedavi için bir endikasyon olarak kabul edilmelidir.


dermatofitozlar ingilizce türkçe tıbbi makale çeviri tercüme.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÖRNEKLEME VE RANDOMİZASYON tıbbi istatistik

ÖRNEKLEME VE RANDOMİZASYON Ara ş t ı rman ı n amac ı , bir gruptaki gozlemlerden topluma genelleme yapabilmektir. Orne ğ in yeni bir antihipertansif ilac ı n etkinli ğ ini tum hipertansiflerde denemek olas ı de ğ ildir. Bu amacla yap ı lan bir ara ş t ı rmada bir grup hipertansif hasta uzerinde bu ilac ı n etkisi denenir ve sonuclar genellenir; yani “bu ilac hipertansif hastalarda kan bas ı nc ı n ı du ş urmede etkilidir (ya da de ğ ildir)” denir. Cal ış maya al ı nan deneklerin olu ş turdu ğ u gruba orneklem (sample) , bu grubun temsil etti ğ i topluma evren (population) ad ı verilir. Yukar ı daki ornekte cal ış maya al ı nan hipertansif hastalar orneklemi olu ş turmaktad ı rlar. Bu cal ış man ı n temsil etti ğ i evren ise tum hipertansif hastalard ı r. Bir cal ış man ı n sonuclar ı , yaln ı z cal ış ma ornekleminin temsil etti ğ i evrene genellenebilir. ÖRNEKLEME Bir y ı l boyunca Ankara’da hastaneye yatan hastalar ı n tan ı lara gore da ğı l ı m ı n ı o ğ renmek ...

AĞRININ ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ

AĞRININ ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ PERİFERAL RESEPTÖRLER Ağrı bilinç durumu ile ilişkili duyusal ve duygusal bir deneyimdir. Bir bireyin ne düzeyde ağrı hissedeceği hoşa gitmeyen uyaranların oluşturduğu ağrı uyarısı ve bu ağrıyı düzenleyen süreçlerin birbirleri ile etkileşimlerinin sonucudur. Ağrı deneyimini, nosisepsiyondan ayırt etmek önemlidir. Ağrı deneyimi hoşa gitmeyen uyaranların, ağrı şekline dönüşümünde görev alan nöral süreçleri tanımlar. Ağrı ve doku hasarı arasındaki ilişki çoğu hasta ve hekim tarafından yanlış anlaşılmaktadır. Daha fazla doku hasarının daha yoğun ağrı hissi uyandıracağı varsayımı sezgiseldir: inatçı ağrısı olan hasta zaman içinde ağrı şikayeti üzerine yoğunlaşır ve muayene eden hekim bu ağrı şikayetine yol açabilecek herhangi bir bulgu genellikle bulamaz ve hasta gözünde güvenilmez hale gelir. Doku hasarı derecesi ile ağrı şiddeti arasında basit bir doğrusal ilişki olmadığının anlaşılması ve ağrı deneyiminin karmaşıklığının ve birçok etkenden etkilendiğinin ...

8)EGO BÜTÜNLEŞMESİ YA DA UMUTSUZLUK DÖNEMİ

8)EGO BÜTÜNLEŞMESİ YA DA UMUTSUZLUK DÖNEMİ Psikososyal kriz: ego bütünlüğü ve umutsuzluk Egonun güçlenmesi sonucu gelişen duygu: bilgelik Yaşlılık dönemini kapsar. Özerklik duygusu zayıflamakta, girişimcilik kaybolmakta, yakınlık ve üretkenlik azalmaktadır. Yaşlı birey beden ve zihin arasındaki bozulan bütünlüğü sağlamak, hayata düzen ve anlam verebilmek için bir araç olarak felsefeyi kullanır. Benlik bütünlüğü benliğin kendi içinde bir düzen ve anlamının bulunmasıdır. Olumlu, olumsuz, acı, tatlı yönleri ile bütün bir yaşamın olduğu gibi kabul edilişidir, geleceğin korku ve endişe ile karşılanmamasıdır. Ego bütünlüğü bedendeki güç kaybı, bellekte zayıflama ve toplumsal açıdan da üretkenlik ve sorumlulukla ilgili kayıpların bir denge içinde bir arada tutulmasıdır. Geçmişin yeni baştan yaşanabilmesi için bir pişmanlık yoktur. Benlik bütünlüğüne ulaşmış kişi ölümden korkmaz. Bu evrede daha önceki dönemlerde kazanılmış benlik özelliklerinin iyice olgunlaşması ve birbirleriyle bütünleştiril...