Ana içeriğe atla

A. SAGLlK BİLGİSİ-tıbbi çeviri

A. SAGLlK BİLGİSİ tıbbi çeviri
Sağlık genellikle hastalığın ve sakatlığın olmayışı olarak tanımlanır. Ancak
bu tanım bu günkü görüşlerin gerisinde kalan bir tanımdır. Dünya sağlık
teşkilatının tanımına göre "Sağlık yalnız hastalık ve sakatlığın olmayışı değil
bedence ve ruhça aynı zamanda sosyal yönden tam bir iyilik halidir. Yani
kişinin bedenen hasta veya sakat olmaması sağlık için yeterli değildir. Aynı
zamanda kişinin ruhen sağlıklı olması, sosyal yönden tam bir iyilik halinde
bulunması gerekir. Tanımın en ilginç yönü sağlığın sosyal iyilik hali ile koşulIanmasıdır.
Sağıık için gerekli ortamın bulunmaması veya içinde bulunduğu
ortama uyum sağlayamaması beden ve ruh sağlığının olumsuz yönde etkilenmesi
demektir.

Sağlık kavramı ile hastalık kavramı daima çağrışım yapar. Hastalığın bilimsel
tanımı şöyledir. "Hastalık doku ve hücrelerde yapısal, fonksiyonel olmayan
değişikliklerin yarattığı bir haldir."
Biyolojik arılamda doğru ve doyurucudur. Ancak kültürel anlamda sağlık
ve hastalık anlayışı kişiden kişiye değişmektedir. Bu değişimde kişilerirı
eğitim seviyeleri ve ekonomik durumları roloynamaktadır. Eğitim seviyeleri
ve ekonomik durumları arttıkça sağlık ve hastalık anlayışları bilimsel tanımlara
yaklaşmaktadır.
Eğitim durumu düşük ve eğitim yörıünden gelişmemiş toplumlarda sağlık
ve hastalık anlayışı iki ölçüte göre değişir.
Birinci ölçüt: Hastalığın yada sorunun yaygınlığıdır. Herkesin sıtmalı
olduğu bir toplumda sıtma hastalık sayılmaz. Pis bir çevrede doğan ve
büyüyerı bir kişi için kara sinek yada pis koku sorun olarak kabul edilmez.
Çünkü bu kişinin kültürü haline dönüşmüştür.
ikinci ölçüt: Kişinin kendisirıden beklenen işi yapıp yapmamasıdır. Kişinin
rahatsızlığı yada hastalığı kendisinde beklenen işi yapmasına engel değilse
o kişi kendisini hasta saymaz. Etrafındakiler de ona hasta olarak bakmaz.
Örneğin harman zamarıı hastalanan çiftçi çalışabildiği sürece harmanı
bırakıp hekime gitmez.
Tüm insanlar için sağlıklı olmak temel amaç olmalıdır. Sağlığa verilen
önem hasta olmadan önce başlamalı ve sağlığın korunması için gerekli koşullar
yerine getirilmelidir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÖRNEKLEME VE RANDOMİZASYON tıbbi istatistik

ÖRNEKLEME VE RANDOMİZASYON Ara ş t ı rman ı n amac ı , bir gruptaki gozlemlerden topluma genelleme yapabilmektir. Orne ğ in yeni bir antihipertansif ilac ı n etkinli ğ ini tum hipertansiflerde denemek olas ı de ğ ildir. Bu amacla yap ı lan bir ara ş t ı rmada bir grup hipertansif hasta uzerinde bu ilac ı n etkisi denenir ve sonuclar genellenir; yani “bu ilac hipertansif hastalarda kan bas ı nc ı n ı du ş urmede etkilidir (ya da de ğ ildir)” denir. Cal ış maya al ı nan deneklerin olu ş turdu ğ u gruba orneklem (sample) , bu grubun temsil etti ğ i topluma evren (population) ad ı verilir. Yukar ı daki ornekte cal ış maya al ı nan hipertansif hastalar orneklemi olu ş turmaktad ı rlar. Bu cal ış man ı n temsil etti ğ i evren ise tum hipertansif hastalard ı r. Bir cal ış man ı n sonuclar ı , yaln ı z cal ış ma ornekleminin temsil etti ğ i evrene genellenebilir. ÖRNEKLEME Bir y ı l boyunca Ankara’da hastaneye yatan hastalar ı n tan ı lara gore da ğı l ı m ı n ı o ğ renmek ...

AĞRININ ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ

AĞRININ ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ PERİFERAL RESEPTÖRLER Ağrı bilinç durumu ile ilişkili duyusal ve duygusal bir deneyimdir. Bir bireyin ne düzeyde ağrı hissedeceği hoşa gitmeyen uyaranların oluşturduğu ağrı uyarısı ve bu ağrıyı düzenleyen süreçlerin birbirleri ile etkileşimlerinin sonucudur. Ağrı deneyimini, nosisepsiyondan ayırt etmek önemlidir. Ağrı deneyimi hoşa gitmeyen uyaranların, ağrı şekline dönüşümünde görev alan nöral süreçleri tanımlar. Ağrı ve doku hasarı arasındaki ilişki çoğu hasta ve hekim tarafından yanlış anlaşılmaktadır. Daha fazla doku hasarının daha yoğun ağrı hissi uyandıracağı varsayımı sezgiseldir: inatçı ağrısı olan hasta zaman içinde ağrı şikayeti üzerine yoğunlaşır ve muayene eden hekim bu ağrı şikayetine yol açabilecek herhangi bir bulgu genellikle bulamaz ve hasta gözünde güvenilmez hale gelir. Doku hasarı derecesi ile ağrı şiddeti arasında basit bir doğrusal ilişki olmadığının anlaşılması ve ağrı deneyiminin karmaşıklığının ve birçok etkenden etkilendiğinin ...

8)EGO BÜTÜNLEŞMESİ YA DA UMUTSUZLUK DÖNEMİ

8)EGO BÜTÜNLEŞMESİ YA DA UMUTSUZLUK DÖNEMİ Psikososyal kriz: ego bütünlüğü ve umutsuzluk Egonun güçlenmesi sonucu gelişen duygu: bilgelik Yaşlılık dönemini kapsar. Özerklik duygusu zayıflamakta, girişimcilik kaybolmakta, yakınlık ve üretkenlik azalmaktadır. Yaşlı birey beden ve zihin arasındaki bozulan bütünlüğü sağlamak, hayata düzen ve anlam verebilmek için bir araç olarak felsefeyi kullanır. Benlik bütünlüğü benliğin kendi içinde bir düzen ve anlamının bulunmasıdır. Olumlu, olumsuz, acı, tatlı yönleri ile bütün bir yaşamın olduğu gibi kabul edilişidir, geleceğin korku ve endişe ile karşılanmamasıdır. Ego bütünlüğü bedendeki güç kaybı, bellekte zayıflama ve toplumsal açıdan da üretkenlik ve sorumlulukla ilgili kayıpların bir denge içinde bir arada tutulmasıdır. Geçmişin yeni baştan yaşanabilmesi için bir pişmanlık yoktur. Benlik bütünlüğüne ulaşmış kişi ölümden korkmaz. Bu evrede daha önceki dönemlerde kazanılmış benlik özelliklerinin iyice olgunlaşması ve birbirleriyle bütünleştiril...