Ana içeriğe atla

vellus saç tineası-tıbbi çeviri

Tartışma-1 (vellus saç tineası: sistemik antifungal tedavi endikasyonu) tıbbi çeviri

yetişkinlerde sistematik tedavi gerektiren inflamatuvar tinea korporisin izole vakaları literatürde belgelenmiştir, ve saçsız deri bölgelerinde ki terminal kılların parazitleşmesi etiyolojik süreç olarak bildirilmiştir.4,5vellus saçlarınnın tineası nadir bir entitedir ve bunların terapödik etkileri henüz değerlendirilmemiştir. vellus saçlarının tineası ilk olarak 1971 yılında Eby ve Jetton tarafından tanımlanmıştır, vellus kıllarının içinde Nannizzia incurvata olan tinea facie ile presente olan 3 yaşında bir çocuk sunulmuştur. sonra, Dupre ve ark. (7) , nadir klinik pezantasyonu , filamentlerinin olmaması ve vellus saçlarla sınırlanmış parazitizm ile bir iki kat yanıltıcı bir entite olarak vellus saç tineasını tanımlanmıştı. Daha sonra, izole vakalarda vellus saçlarının mantar hastalığı tanımlanmıştır,(8-10) toplamda yedi vaka fakat bu bulguların potansiyel önemi vurgulanmamıştır, ve vellus kıllarının tineasının pratikte prognostik ve terapodik etkileri tinea capitis veya tinea barbae gibidir. vellus kıl tineasının günümüze kadar ki en geniş serisini sunduk. vellus kıllarının şüpheli dermatofit parazitizmine yardım edecek ipuçlarının olduğunu sonuçlarımız göstermiştir. (tablo 2) tinea korporis inflamatuar lezyonların varlığı, kazıma cilt sırasında lam üzerine düşen foliküler micropustules kısa ve ince tüyleri başlangıçta vellus saç tinea belirtisi bulgulardır. cnonanthropophilic türlerin Enfeksiyonu, opikal kortikosteroidler ve ekskoriasyon kullanımı vellus saç parazitizm için predispozan faktörlerdir olabilir. Geophilic ve zoofilik ajanlar daha inflamatuar lezyonlara neden olmaktadır ve muhtemelen vellus saçlaraın parazitiminde daha çok neden olmaktadır. çocuklar sıksık toprak ve hayvanların içinde oynar, bundan dolayı dermatofit infeksiyonu geophilic veya zoofilik türler nedeniyle olmaktadır, bu yaş grubunda vellus saç tineası daha sık görülmektedir. literatürde çocuklarda yedi tane vellus saç tineası tanımlanmıştır ve bunlar daha çok nonanthropophilic dermatofitler nedenolmaktadır. Dahası, topikal kortikosteroidler uygunsuz kullanımından kaynaklanan tinea incognito insidansı özellikle çocuklarda yüksek. (11) Tamamen, vellus kıl tineası ve tinea capitis daha çocukluk çağında yaygın görünüyor, ancak bir istisna olarak son durum pubertede sonrasında scalp pH ve yağ asitlerinin koruyucu etkisinin neden olduğu düşünülmektedir.(12)bu hipotezin vellus tinesının bazı değerlenin belirlemek için daha geniş vaka serilerine ihtiyaç vardır. kortikosteroid kullanımı saç parazitizmi kolaylaştırıcı bir yerel immünosupresyon neden olabilir. Trichophyton rubrum tarafından üretilen Trichophytic Majocchi's granülomu hem topikal hem oral kortikosteroid tedavisi sonrasında görülmüştür, (13). bu makalede sunulan vakaların aksine, trichophytic Majocchi's granülom veya Wilson nodüler granülomatöz perifolliculitis, erythematoviolaceous nodüller ve foliküler püstüles ile karakterizedir, esas olarak Wilson hastalığında ayakları üzerinde lokalizedir. Bu granülomatöz lezyonlar genellikle terminal saç enfeksiyon göstermek için bir cilt biyopsisi gerekir. Ancak olguların vellus saç tinea buradan sunulan KOH inceleme ile incelendi, ve bunlar çocuklarda temel olarak facial lezyon ile etkiler. bizim iki vakada biri çocuğun kalçasında diğeri kadının bacağında lokalizeydi, klinik lezyonlar klasik tinea korporisi doğrulamaktadır, yüzeyde küçük püstül görünmekte, ve tinea incognitoda eskoriasyon mikropüstüler bulunmaktadır. bizim sonuçlarımıza göre, eskoriasyon ayrıca vellus kıllarının tineasının gelişimdede rol almaktadır,muhtemelen çizilme nedeniyle stratum korneaumda lokalize dermatofitler kıl folikülüne penetre olmuştur. bir benzer mekanizma ayrıca traş sonrasında genç kadınların bacağında görülen trichophytic granulomların oluşmasına neden olduğuna inanılmaktadır, bunlarda daha derin dermatofit inokulasyonu olmaktadır ve nodül ve püstüller gelişmektedir. vellus saç tinea vakalarının yüksek oranda hiçbir hifler gözlenenmemiştir, parazitizmsaç için özel olmuştur. muayene sırasında saçlar için özellikle bakmak önemlidir, özellikle tinea korporis veya tinea facie klinik formları atipik veya topikal antifungal tedaviye dirençli olduğu gözlemlenmiştir.

Tartışma-2(Demodex folliculorum yoğunluk ölçümü için iki yöntemin karşılaştırılması:Standart deri yüzeyine biyopsi ve direkt mikroskobik inceleme)

Ilk olarak 1971 yılında Marks ve Dawber9 tarafından tanımlanmıştır, cilt yüzeyi biyopsi stratum korneum çalışma için kullanılan basit, noninvaziv bir yöntemdir, bu katmanda bulunan çeşitli tipteki mikroorganizmalar kolonize olabilir veya stratum corneumu invaze edebilir. 1993 yılında ,yirmi iki yıl sonra, iki eşzamanlı yayın Dd ve Forton ve Seys ölçmek için 1 cm2 standart bir cilt yüzeyindeki bu tekniği kullandı ve bu SSSB olark değiştirildi. sağlıklı bireyler ve rosacea olan hastalarda Dd ile SSSB incelenmesi, onlar cm de 5 akar önerdi)2 optimal eşik değeridir: kriter 'Dd> 5' yüksek spesifite (% 98) ile bir tanı aracını sağlamaktadır, ve az yanlış-pozitif oranı (%2), fakat relatif bir sensitifite (%55) .3 2005 yılında , ek olarak 'Dd> 5' kriteri SSSB kullanılarak demodicosis tüm klinik formlarında hastaların teşhis için kullanıldı.5 2003 yılında ayrıca Akilov ve ark. bu cm2 de 5 akar eşik değerini kullanmıştır)2. SSSB kullanılarak, boynuz tabakasının folikulleri superficial tabakası toplanır ve yaşayan akalrlar gözlenebilir. akarları tespit etmede önemli bir yöntem olan DME de folikuller gösterilemez. SSSB tekniğinin nin bazı sınırlılıkları litaretürde rapor edilmiştir.(11,13) Forton, SSSB tekniğinin Demodex akarlarının prevalanslarını çalışmada uygun olmadığını göstermiştir, (13) çünkü SSSB hem yüzey hem derinlik olarak çok sınırlı deri örneği toplamaktadır.(13) Dahası, hiperkeratotik veya seboreik derisi olan hastaların yüksek Dd olanlarında SSSB sadece bir kez kullanılırsa yanlış-negatif sonuç ortaya çıkabilir.(11) onlar hiperkeratoz veya sebum tabakası ile yapıştırıcı ile temastan korunduğundan ilk SSSB de yalancı negatif sonuçlar lamda akarların kötü yapışmasına bağlı olabilir.(11) klinik şüphe güçlü olduğunda önerilmektedir, yalancı negatif sonucu önlemek için ikinci bir SSSB gerçekleştirmek yararlı olacaktır. şuan ki sonuçları ileri çalışmalarda bu iki yöntemin sensitivite ve spesivite ölçümleri ile doğrulanırsa SSSB nin yüksek sensivitsi olduğunu gösterir (eşik değeri cm2 de 5 akar).(2) DM nin sensivitesini geliştirmek için optimal eişk değer ve bu tekniğe uyarlanan yüzey analizini araştıran çalışmaları desteklemekteyiz; belki daha düşük eşik değer ve/veya daha geniş deri yüzey alanın analizi Dd nin ölçümünde en uygun teknik olabilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÖRNEKLEME VE RANDOMİZASYON tıbbi istatistik

ÖRNEKLEME VE RANDOMİZASYON Ara ş t ı rman ı n amac ı , bir gruptaki gozlemlerden topluma genelleme yapabilmektir. Orne ğ in yeni bir antihipertansif ilac ı n etkinli ğ ini tum hipertansiflerde denemek olas ı de ğ ildir. Bu amacla yap ı lan bir ara ş t ı rmada bir grup hipertansif hasta uzerinde bu ilac ı n etkisi denenir ve sonuclar genellenir; yani “bu ilac hipertansif hastalarda kan bas ı nc ı n ı du ş urmede etkilidir (ya da de ğ ildir)” denir. Cal ış maya al ı nan deneklerin olu ş turdu ğ u gruba orneklem (sample) , bu grubun temsil etti ğ i topluma evren (population) ad ı verilir. Yukar ı daki ornekte cal ış maya al ı nan hipertansif hastalar orneklemi olu ş turmaktad ı rlar. Bu cal ış man ı n temsil etti ğ i evren ise tum hipertansif hastalard ı r. Bir cal ış man ı n sonuclar ı , yaln ı z cal ış ma ornekleminin temsil etti ğ i evrene genellenebilir. ÖRNEKLEME Bir y ı l boyunca Ankara’da hastaneye yatan hastalar ı n tan ı lara gore da ğı l ı m ı n ı o ğ renmek ...

AĞRININ ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ

AĞRININ ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ PERİFERAL RESEPTÖRLER Ağrı bilinç durumu ile ilişkili duyusal ve duygusal bir deneyimdir. Bir bireyin ne düzeyde ağrı hissedeceği hoşa gitmeyen uyaranların oluşturduğu ağrı uyarısı ve bu ağrıyı düzenleyen süreçlerin birbirleri ile etkileşimlerinin sonucudur. Ağrı deneyimini, nosisepsiyondan ayırt etmek önemlidir. Ağrı deneyimi hoşa gitmeyen uyaranların, ağrı şekline dönüşümünde görev alan nöral süreçleri tanımlar. Ağrı ve doku hasarı arasındaki ilişki çoğu hasta ve hekim tarafından yanlış anlaşılmaktadır. Daha fazla doku hasarının daha yoğun ağrı hissi uyandıracağı varsayımı sezgiseldir: inatçı ağrısı olan hasta zaman içinde ağrı şikayeti üzerine yoğunlaşır ve muayene eden hekim bu ağrı şikayetine yol açabilecek herhangi bir bulgu genellikle bulamaz ve hasta gözünde güvenilmez hale gelir. Doku hasarı derecesi ile ağrı şiddeti arasında basit bir doğrusal ilişki olmadığının anlaşılması ve ağrı deneyiminin karmaşıklığının ve birçok etkenden etkilendiğinin ...

8)EGO BÜTÜNLEŞMESİ YA DA UMUTSUZLUK DÖNEMİ

8)EGO BÜTÜNLEŞMESİ YA DA UMUTSUZLUK DÖNEMİ Psikososyal kriz: ego bütünlüğü ve umutsuzluk Egonun güçlenmesi sonucu gelişen duygu: bilgelik Yaşlılık dönemini kapsar. Özerklik duygusu zayıflamakta, girişimcilik kaybolmakta, yakınlık ve üretkenlik azalmaktadır. Yaşlı birey beden ve zihin arasındaki bozulan bütünlüğü sağlamak, hayata düzen ve anlam verebilmek için bir araç olarak felsefeyi kullanır. Benlik bütünlüğü benliğin kendi içinde bir düzen ve anlamının bulunmasıdır. Olumlu, olumsuz, acı, tatlı yönleri ile bütün bir yaşamın olduğu gibi kabul edilişidir, geleceğin korku ve endişe ile karşılanmamasıdır. Ego bütünlüğü bedendeki güç kaybı, bellekte zayıflama ve toplumsal açıdan da üretkenlik ve sorumlulukla ilgili kayıpların bir denge içinde bir arada tutulmasıdır. Geçmişin yeni baştan yaşanabilmesi için bir pişmanlık yoktur. Benlik bütünlüğüne ulaşmış kişi ölümden korkmaz. Bu evrede daha önceki dönemlerde kazanılmış benlik özelliklerinin iyice olgunlaşması ve birbirleriyle bütünleştiril...