Ana içeriğe atla

BÖBREK HASTALIKLARINA YAKLASIM VE KLİNİK SENDROMLAR-online tıbbi makale çeviri

                                        BÖBREK HASTALIKLARINA YAKLASIM
                                                     VE KLINIK SENDROMLAR

Böbreklerin anatomik yap›s›n›n büyük ço¤unlu¤u kapiller damar a¤›ndan oluflur. Böbrekler vücudun s›v› ve elektrolit dengesinin düzenlenmesinde önemli rol oynayan organlardan biridir. Böbreklerin fonksiyonu bozuklu¤unda, hipertansiyon, vücudun metabolik denge bozuklu¤u s›k görülür. ‹drar yollar› anormaliteleri, böbrek tafllar›, s›kl›kla böbrek fonksiyon bozuklu¤ una neden olur. Böbrekteki patolojik de¤ifliklikler ya glomerullerde veyahut tubul ve damarlar›n bulundu¤u interstisyel alandad›r. Böbrek hastal› klar›, s›kl›kla nefritik veya nefrotik sendrom, tubulus fonksiyon bozukluklar›, akut ve kronik böbrek yetersizlikleri ve üremi olarak görülür. Bir böbrek hastas›na yaklafl›mda hastan›n hikayesi dikkatle dinlenmelidir. Bu, önceden var olan bir hastal›¤›n devam edip etmedi¤inin anlafl›lmas› nda yard›mc› olur. Ayr›ca genetik patoloji var ise ayd›nlanmas›na sebep olur. ‹lk semptomlar, ilk fizik muayene bulgular› ve laboratuvar analizlerinin önceden yap›lm›fl olanlar› var ise bunlara öncelikle dikkat edilmesi gerekir. Sonra, hastan›n hikayesi o günkü fizik muayene bulgular› ve laboratuvar analizlerine geçilir. Öncelikle belirgin semptomlar bulunmal›, sonra analizlerle di¤er bulgular ortaya ç›kar›lmal›d›r Esas tan›ya karar verildikten sonra tedavi planlanmal›d›r. Bir böbrek hastas›nda kreatinin de¤erinin yüksek bulunmas› hastal›¤›n a¤›rl›¤›n› gösterir. Hastalar›n üre ve kreatinin de¤eri artmadan y›llarca hastal›k devam edebilir. Böbrek fonksiyonlar›n›n ileri derecede bozuldu- ¤u akut ve kronik böbrek hastal›klar›nda kan, üre ve kreatinin de¤erleri artm›fl bulunur. Akut böbrek yetersizli¤inde plazma üre ve kreatinin de¤erleri artm›fl olmas›na ra¤men böbrekler ço¤unlukla normal büyüklüktedir. Hemoglobin ve hematokrit de¤erleri normal olabilir. Hastan›n anemisi yoktur. Hipertansiyon olmad›¤›ndan kalp hipertrofisi bulgular› görülmez. Kalsiyum plazmada ço¤unlukla normal de¤erlerdedir. Kemiklerde osteoporoz görülmez. Burada kreatinin artm›fl de¤erlerde bulunmas›n›n nedeni hemodinamik de¤ifliklikler veya t›kanmalardan dolay› böbrek fonksiyonlar›n›n engellenmesidir. Etyolojide darl›k, tafl›n bulunmas› böbre¤in anatomik yap› s›n› bozar, t›kanmalara neden olabilir. Hastan›n hikayesini dinlerkenbunlar araflt›r›lmal›d›r. Tafl veya darl›k bulunmas› kronik olgularda daha s›k görülür. Akut olgularda böbrek için zararl› olabilecek devaml› kulan›- lan ilaçlar› kullanmam›fl olmas› gerekir. Hasta glomerulonefrit veya glomerul filtrasyonunu azaltan herhangi bir hastal›k geçirmemifl olmal›d›r. Akut böbrek yetersizli¤i olan olgularda ilk günlerde idrar miktar› azd›r. Ortalama 300-500 ml/24 saattir. Bu grup hastalarda s›v› tedavisi ve kompliksyonlar› n önlenmesi tedavinin esas›n› oluflturur. Kronik böbrek yetersizli¤inde hastal›¤›n ilerlemifl oldu¤u durumlarda kan kreatinin de¤erleri artm›flt›r. Böbrekler küçülmüfltür. Ço¤unlukla hastan›n hikayesinde bir böbrek hastal›¤› vard›r. Bu anamnezde proteinüri, idrar analiz bozukluklar› ve kreatinin de¤erlerinin artm›fl olmas› ile anlafl› l›r. Hastal›¤›n yavafl ve sinsi ilerlemesi kronik böbrek yetersizliklerinde s›k görülür. Hastan›n hikayesinde hipertansiyon tedvisi görmesi de kronik böbrek yetersizli¤i olabilece¤ini düflündürür.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÖRNEKLEME VE RANDOMİZASYON tıbbi istatistik

ÖRNEKLEME VE RANDOMİZASYON Ara ş t ı rman ı n amac ı , bir gruptaki gozlemlerden topluma genelleme yapabilmektir. Orne ğ in yeni bir antihipertansif ilac ı n etkinli ğ ini tum hipertansiflerde denemek olas ı de ğ ildir. Bu amacla yap ı lan bir ara ş t ı rmada bir grup hipertansif hasta uzerinde bu ilac ı n etkisi denenir ve sonuclar genellenir; yani “bu ilac hipertansif hastalarda kan bas ı nc ı n ı du ş urmede etkilidir (ya da de ğ ildir)” denir. Cal ış maya al ı nan deneklerin olu ş turdu ğ u gruba orneklem (sample) , bu grubun temsil etti ğ i topluma evren (population) ad ı verilir. Yukar ı daki ornekte cal ış maya al ı nan hipertansif hastalar orneklemi olu ş turmaktad ı rlar. Bu cal ış man ı n temsil etti ğ i evren ise tum hipertansif hastalard ı r. Bir cal ış man ı n sonuclar ı , yaln ı z cal ış ma ornekleminin temsil etti ğ i evrene genellenebilir. ÖRNEKLEME Bir y ı l boyunca Ankara’da hastaneye yatan hastalar ı n tan ı lara gore da ğı l ı m ı n ı o ğ renmek ...

AĞRININ ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ

AĞRININ ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ PERİFERAL RESEPTÖRLER Ağrı bilinç durumu ile ilişkili duyusal ve duygusal bir deneyimdir. Bir bireyin ne düzeyde ağrı hissedeceği hoşa gitmeyen uyaranların oluşturduğu ağrı uyarısı ve bu ağrıyı düzenleyen süreçlerin birbirleri ile etkileşimlerinin sonucudur. Ağrı deneyimini, nosisepsiyondan ayırt etmek önemlidir. Ağrı deneyimi hoşa gitmeyen uyaranların, ağrı şekline dönüşümünde görev alan nöral süreçleri tanımlar. Ağrı ve doku hasarı arasındaki ilişki çoğu hasta ve hekim tarafından yanlış anlaşılmaktadır. Daha fazla doku hasarının daha yoğun ağrı hissi uyandıracağı varsayımı sezgiseldir: inatçı ağrısı olan hasta zaman içinde ağrı şikayeti üzerine yoğunlaşır ve muayene eden hekim bu ağrı şikayetine yol açabilecek herhangi bir bulgu genellikle bulamaz ve hasta gözünde güvenilmez hale gelir. Doku hasarı derecesi ile ağrı şiddeti arasında basit bir doğrusal ilişki olmadığının anlaşılması ve ağrı deneyiminin karmaşıklığının ve birçok etkenden etkilendiğinin ...

8)EGO BÜTÜNLEŞMESİ YA DA UMUTSUZLUK DÖNEMİ

8)EGO BÜTÜNLEŞMESİ YA DA UMUTSUZLUK DÖNEMİ Psikososyal kriz: ego bütünlüğü ve umutsuzluk Egonun güçlenmesi sonucu gelişen duygu: bilgelik Yaşlılık dönemini kapsar. Özerklik duygusu zayıflamakta, girişimcilik kaybolmakta, yakınlık ve üretkenlik azalmaktadır. Yaşlı birey beden ve zihin arasındaki bozulan bütünlüğü sağlamak, hayata düzen ve anlam verebilmek için bir araç olarak felsefeyi kullanır. Benlik bütünlüğü benliğin kendi içinde bir düzen ve anlamının bulunmasıdır. Olumlu, olumsuz, acı, tatlı yönleri ile bütün bir yaşamın olduğu gibi kabul edilişidir, geleceğin korku ve endişe ile karşılanmamasıdır. Ego bütünlüğü bedendeki güç kaybı, bellekte zayıflama ve toplumsal açıdan da üretkenlik ve sorumlulukla ilgili kayıpların bir denge içinde bir arada tutulmasıdır. Geçmişin yeni baştan yaşanabilmesi için bir pişmanlık yoktur. Benlik bütünlüğüne ulaşmış kişi ölümden korkmaz. Bu evrede daha önceki dönemlerde kazanılmış benlik özelliklerinin iyice olgunlaşması ve birbirleriyle bütünleştiril...