Ana içeriğe atla

ÇOCUKLARDA VE ADOLESANLARDA SAPTANAN GENITAL SISTEM ANOMALILERI-online tıbbi makale çeviri

1. EMBRIYOLOJI
Disi genital sisteminin gelisimi basta müllerian kanal ve ürogenital sinüs diferensiasyonuna yol açan kompleks iliskileri içermektedir. Müllerian kanal sistemi mezodermal ve ürogenital sinüs endodermal kökenli olmasına ragmen gelisimleri birbirleriyle yakın iliski halindedir. Müllerian kanallardan tuba uterina, uterus, serviks ve vajen üst kısmı gelismektedir. Ürogenital sinüsten inferior ve orta vajen gelisir. Kanal sistemlerinin diferansiasyonu sırasında migrasyon, füzyon ve kanalizasyon gibi dinamik olaylar gerçeklesmekte ve bu adımlardaki hatalar konjenital anomalilere yol açmaktadır. Böbrek, üriner sistem ve aksial iskelet anomalileri genital sistem anomalilerine eslik edebilmektedir (1). Altıncı embriyolojik haftada yan yana uzanan iki genital kanal bulunmaktadır. Paramezonefrik müllerian kanallar ve mezonefrik wolffian kanallar. Diside antimülleria hormon yoklugunda mezonefrik wolffian kanal sistemi regrese olur. Paramezonefrik müllerian kanallar, ürogenital katlantının anterolateral kısmında çölomik pitelin longitüdinal invaginasyonları olarak uzanırlar. Dokuzuncu embriyonik haftada kranial vertikal, horizontal ve kaudal vertikal olmak üzere üç bölgeye ayrılırlar (1,2). Huni seklindeki kranial alandan tuba uterinanın fimbria kısmı gelisir. Horizontal kısım tuba uterinayı olusturur. Çift olan paramezonefrik müllerian kanallar birleserek Y-seklindeki uterovajinal primordiumu olustururlar. Uterovajinal primordiumdan uterus ve üst vajen olusur. Bu evrede uterus bikornuat durumdadır. Uterus diferansiasyonu füzyon ve aradaki septumun kanalizasyonu ile devam eder. Onikinci embriyolojik haftada uterus normal seklini alır. Endometrium epiteli müllerian kanalları döseyen epitelden köken alırken, endometrial stroma ve myometrium bitisik mezenkimal dokudan köken alır. Tüm gelisim 22. haftada tamamlanır (3). Normal vajinal gelisim, mezodermal müllerian kanal ve endodermal ürogenital sinüsün birlesmesi ile olusur. Vajinal kanal kanalizasyonu 20. haftada tamamlanır. Vajinanın fibrovasküler duvarı çevredeki mezenkimden gelisir. Konjenital genital anomaliler iki grupta incelenirler:
1. Her iki cinse ait özellik tasıyanlar (Seksüel ambigiusinterseks problemleri)
2. Ve tasımayanlarInterseks bireyler; gerçek cinsiyetin anlasılması mümkün olmayan dıs genital yapıya sahip bireylerdir. Interseks bozukluklarının %80’i konjenital adrenal hiperplazi kaynaklıdır (4).
2. VULVA VE LABIALARIN ANOMALILERI
Vulvar yapının kontür ve büyüklügündeki minör farklar sık görülmektedirler. Posterior forset ve anüs arasında veya üretra ve klitoris arasındaki mesafede ciddiye alınabilecek varyasyonlar bulunabilir. Vulvanın daha nadir anomalileri arasında mesane ekstrofisi ile ilintili olan bifid klitoris, kuyruga benzeyen kaudal bir ek, vajinanın konjenital prolapsusu, labia majorun görünümünde ve fossa navikülarisin obliterasyonunda degisiklige yol açabilecek olan bulbokavernöz kas insersiyon varyasyonları sayılabilir. Vulva duplikasyonu ise üriner sistem ve intestinal duplikasyonlarıyla iliskili olabilen ve çok nadir görülebilen bir diger anomalidir. Labia minör sekil ve büyüklügünde ciddi varyasyonlar olabilir, bir tanesi digerinden daha büyük olabilir veya her ikisi de alısılmadık derecede büyük olabilir. Genellikle bu varyasyonlar herhangi bir tedavi gerektirmez, ancak asimetri belirginse veya labium cinsel iliski sırasında vajina içine çekiliyorsa, hipertrofiye labium daha simetrik bir görünüm için ya da disparoniden kaçınmak için cerrahi olarak düzeltilebilir (5).
3. KLITORIS ANOMALILERI
Klitoral büyüme genellikle artmıs androjen maruziyetine baglıdır (4). Bu büyüme de labioskrotal kıvrımların füzyonu ile iliskilidir. Recklinghausen’s nörofibromatozis, lenfanjiyomalar ve fibromlar da klitorisi etkileyebilir ve klitorisi büyütebilirler. Klitorisin büyümesine neden olan izole neoplazmlarda tedavi bu olusumu eksize ederek klitorisi normal büyüklüge getirmektir. Orta hat birlesme defektleri sonucu klitoral yarık olusur. Bifid klitoris genellikle mesane ekstrofisi, epispadias, simfizis pubis yoklugu ya da ayrılması ile iliskilidir. Labia major büyük oranda ayrılmıstır, fakat labia minör önden ayrılmıs olup, vajinal orifis arkasında kalıntı seklinde bulunabilir. Uterusta sıklıkla füzyon defekti görülür ve bunlarda vajinal orifis dardır. Vajina kısalmıs ve öne rotasyon yapmıstır. Bu hastalarda pelvik taban inkomplet olup, uterus prolapsusu sık görülür. Diger birçok konjenital anomaliler de bulunabilir. Klitoral agenezi çok nadirdir (5).
4. HIMEN ANOMALILERI
Himen anomalilerinin nedeni himen santral kısmının tam olmayan dejenerasyonudur. Varyasyonlar arasında imperforasyon, mikroperforasyon, kribriform ve septalı himen mevcuttur. Çogunlukla bu varyasyonların klinik önemi olmasa da vajinal sekresyonları, menstruasyonu, koitusu ya da vajen hastalıklarının tedavisini engellerlerse cerrahi tedavi ile düzeltilmeleri gerekir. Imperfore himen kendini ürogenital memranın persiste kısmı seklinde gösterir ve primitif çizginin mezoderminin kloakal membranın ürogenital kısmını anormal olarak isgal ettigi zaman ortaya çıkar. Disi genital kanalın en sık görülen obstrüktif lezyonlarından biridir. Himenin arkasında vajinal sekresyonların birikimiyle mukokolpos gelisirse membran ince parlak bir sislik olarak görülür ve genislemis vajina büyük bir kitle olusturarak isemeyi engelleyebilir; bazen de yanlıslıkla abdomina bir tümör olarak degerlendirilebilir. Imperfore himen tanısı genelde, adolesan çaga kadar primer amenore gelismeden ve siklik pelvik agrı olusmadan konula-maz. Vajinal distansiyonun kitle etkisine baglı olarak bel agrısı, iseme ve defekasyon sorunlarıyla da kendini gösterebilir. Vulva inspeksiyonunda himen zarı, arkasındaki kan birikimine (hematokolpos) baglı olarak kırmızı mor bir sislik seklinde görülebilir. Kan uterusu da doldurabilir (hematometra) ve fallop tüpleri aracılıgı ile peritoneal kaviteye dökülebilir. Endometriozis ve vajinal adenosis bilinen fakat önlenemeyen komplikasyonlarıdır. Imperfore himen tamiri, eger dokuya östrojen stimülasyonu yapılırsa kolaylasır. Infantlarda imperfore himenin cerrahi tedavisinde, membranın santral kısmı eksize edilir ve genellikle sütür gerekli degildir. Postmenarsal kızlarda genis bir santral kısım çıkarılmalıdır, aksi takdirde küçük insizyon kapanarak yeniden imperfore himen durumu olusabilir (5).

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AĞRININ ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ

AĞRININ ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ PERİFERAL RESEPTÖRLER Ağrı bilinç durumu ile ilişkili duyusal ve duygusal bir deneyimdir. Bir bireyin ne düzeyde ağrı hissedeceği hoşa gitmeyen uyaranların oluşturduğu ağrı uyarısı ve bu ağrıyı düzenleyen süreçlerin birbirleri ile etkileşimlerinin sonucudur. Ağrı deneyimini, nosisepsiyondan ayırt etmek önemlidir. Ağrı deneyimi hoşa gitmeyen uyaranların, ağrı şekline dönüşümünde görev alan nöral süreçleri tanımlar. Ağrı ve doku hasarı arasındaki ilişki çoğu hasta ve hekim tarafından yanlış anlaşılmaktadır. Daha fazla doku hasarının daha yoğun ağrı hissi uyandıracağı varsayımı sezgiseldir: inatçı ağrısı olan hasta zaman içinde ağrı şikayeti üzerine yoğunlaşır ve muayene eden hekim bu ağrı şikayetine yol açabilecek herhangi bir bulgu genellikle bulamaz ve hasta gözünde güvenilmez hale gelir. Doku hasarı derecesi ile ağrı şiddeti arasında basit bir doğrusal ilişki olmadığının anlaşılması ve ağrı deneyiminin karmaşıklığının ve birçok etkenden etkilendiğinin ...

ÖRNEKLEME VE RANDOMİZASYON tıbbi istatistik

ÖRNEKLEME VE RANDOMİZASYON Ara ş t ı rman ı n amac ı , bir gruptaki gozlemlerden topluma genelleme yapabilmektir. Orne ğ in yeni bir antihipertansif ilac ı n etkinli ğ ini tum hipertansiflerde denemek olas ı de ğ ildir. Bu amacla yap ı lan bir ara ş t ı rmada bir grup hipertansif hasta uzerinde bu ilac ı n etkisi denenir ve sonuclar genellenir; yani “bu ilac hipertansif hastalarda kan bas ı nc ı n ı du ş urmede etkilidir (ya da de ğ ildir)” denir. Cal ış maya al ı nan deneklerin olu ş turdu ğ u gruba orneklem (sample) , bu grubun temsil etti ğ i topluma evren (population) ad ı verilir. Yukar ı daki ornekte cal ış maya al ı nan hipertansif hastalar orneklemi olu ş turmaktad ı rlar. Bu cal ış man ı n temsil etti ğ i evren ise tum hipertansif hastalard ı r. Bir cal ış man ı n sonuclar ı , yaln ı z cal ış ma ornekleminin temsil etti ğ i evrene genellenebilir. ÖRNEKLEME Bir y ı l boyunca Ankara’da hastaneye yatan hastalar ı n tan ı lara gore da ğı l ı m ı n ı o ğ renmek ...

Tıbbi Makale ve Tez Yazım Kuralları

"tıbbi çeviri, makale çevirisi, tıbbi çeviri bürosu, makale tercüme, medikal çeviri, medikal tercüme, tıbbi tercüme.ingilizceden türkçeye çeviri. " Bilimsel araştırma, ancak yayınlandığında amacına ulaşır. Bilimsel çalışma ve deney, sonuçları ne kadar göz kamaştırıcı olursa olsun, tıbbi çeviri bu sonuçlar yayınlanıncaya kadar tamamlanmış sayılmaz. Bilim adamı yeteneğiyle, zekasıyla ve sempatikliği ile değil, yayınları ile değerlendirilir ve bilim arenasına çıkar. Bilimsel makaleler bilimsel prensiplere ve etik kurallara uygun olarak yapılan ve bilimsel formlarda yazılarak basılan çalışmalardır. Bu tıbbi bilimsel çalışma, öngörülen bir hipotez çerçevesinde yeterli gözlem ve deneye dayanılarak sonuca ulaştırılıp yazı haline getirilip tıbbi çeviri yayınlanırsa, tıbbi makale olarak adlandırılır. Tıbbi makale çeşitleri şunlardır: a. Tıbbi araştırma makalesi (klinik ve deneysel çalışmalar) b. Gözlem raporları (vaka takdimi) c. Derleme-tarama makalesi d. Ön rapor e. Editöre mektup e...