Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Pankreas Kanseri-Tıbbi çeviri

Pankreas Kanseri EPİDEMİYOLOJİ ABD’de pankreas kanseri insidansı 1970’den beri bir hayli dengede kalmıştır. 2003’te yaklaşık 30,700 yeni olgu (14,900 erkeklerde ve 15,800 kadınlarda) ve 30,000 ölüm beklenmektedir. En yüksek insidans 60-70 yaşlarındaki hastalardadır ve ortalama sağ kalım 4.1 aydır. Gelişmiş ülkelerde insidans Afrikanlı Amerikalılarda beyazlara göre %30-40 daha fazladır. En düşük insidans Hindistan’dadır( 100,000 kişiye 0.7 oran/yıl). Histolojinin %90’ı ekzokrin pankreas duktuslarında ortaya çıkan duktal adenokarsinomdur. Diğerleri intraduktal papiler müsinöz neoplazmalar, müsinöz kistik neoplazmalar, solid psödo-papiler tümörler, asiner hücreli karsinom ve pankreas endokrin tümörlerdir. ETİYOLOJİ Yağlanma dışında pankreas kanseriyle ilgili diğer tek kanıtlı faktör sigara tüketimidir. Sigara içenler içmeyenlere göre 1.5 kat daha fazla risk taşıyorlar ve bu risk tüketim sayısı arttıkça artmaktadır. Bu ek risk oranı, 10-15 yıl sigara bırakmadan azalmaz. Diğer risk faktörle...

Mide Kanseri-Tıbbi çeviri

Mide Kanseri EPİDEMİYOLOJİ Mide kanserleri gastroözofageal bağlantı ile pilor arasındaki alandan ortaya çıkan herhangi bir habis tümörlerdir. Adenokarsinom, olguların %90-95’ini oluşturan en yaygın histolojidir. Dünya genelinde, mide kanseri en yaygın ikinci kanserdir, olguların %40’ı Çin’de ortaya çıkmaktadır. ABD dahil gelişmiş ülkelerde insidans ve ölüm oranı azalmaktadır. Distal özofagus mide kanseri ABD’de azalmaktadır, oysa kardia ve gastroözofageal bileşle kanserleri artmaktadır. 2003’te ABD’de yaklaşık 24,200 yeni mide kanseri olgu sayısı teşhis edilecek ve yaklaşık olarak 12,100 ölüm olacaktır. ETİYOLOJİ Mide kanserinin belirgin etiyolojisi bilinmemektedir. İleri yaş ve erkek cinsiyeti risk faktörleridir. Meyve ve sebzelerin az tüketimi, tuz ve nitratların yüksek tüketimi daha yüksek mide kanseri insidansıyla ilişkilidir. Kereste, nikel, lastik ve kömür ürünleri işlenmesindeki maruziyetler da insidans oranı artmaktadır. Diğer maruziyetler şunlardır: A kan grubu, mide rezeksiyo...

Özefagus Kanseri-tıbbi çeviri

Özefagus Kanseri EPİDEMİYOLOJİ ABD’de 2003’te tahmini 13,900 yeni olgu sayısı (10,600 erkek ve 3,300 kadın) ve 13,000 ölüm beklenmektedir. Adenokarsinom ve yassı hücreli karsinom en yaygın iki hücre türüdür. ABD ve gelişmiş ülkelerde 1990’dan beri adenokarsinom olgu sayısı yassı hücreliye göre daha baskındır. Adenokarsinom beyazlarda, yassı hücreli ise Afrikalı Amerikalılarda daha yaygındır. Tüm ırk ve cinsiyetlerde olgu oranı yaşla birlikte artış gösterir. ETİYOLOJİ Gelişmiş ülkelerde çok miktarda alkol ve sigara tüketimi özofagus kanseri oranını önemli ölçüde artırmaktadır. Tütün ve alkol bileşimi ise daha da fazla risk üretir. Meyve ve sebze tüketimi insidansı azaltır. Özofagus kanseri gelişimini artırdığı düşünülen diğer faktörler şunlardır: tylosis, akalazia, Baret özofagusu, kostik maddeler, özofagus pilileri ve divertikül ve bazı bulaşıcı organizmalar (insan papilloma virüsü ve Helicobacter pylori). KLİNİK BELİRTİLER Kilo kaybı ve disfaji çoğu hastalarda(%40-90) bulunan semptoml...

Akciğer Kanseri-Tıbbi çeviri

Akciğer Kanseri Sadece ABD’de, 2003’te 171,900 yeni akciğer kanseri ve 157,200 ölüm olgu sayısı beklenmektedir. Akciğer kanseri hastalarının sadece %14’ü tanıdan sonra 5 yıl yaşıyor. ABD’de kadınlarda akciğer kanseri oranı artıyor, oysa özellikle 50 yaş altı erkeklerde bu oran azalıyor. Kadınlar tüm akciğer kanseri olgularının %40’ını oluşturmakta ve akciğer kanseri en yaygın ölüm nedeni olarak meme kanserini geçmiştir. ETİYOLOJİ Akciğer kanserinin birçok nedeni bilinmektedir. Tütünün karsinojenik etkisi tüketim sırasında oluşan katranlardaki polisiklik aromatik hidrokarbonlardan dolayı oluşmaktadır. Nikotin 4-(N-metil- N-nitrosamino)-1-(3-piridil)-bütan gibi nitrosaminler oluşturabilir ki bunlar kemirgenlerde çok güçlü bir karsinojendir. Çevresel karsinojenler şunlardır: radon, arsenik, asbest, berilyum, klormetileterler, krom, hidrokarbonlar, hardal gazı, nikel ve radyasyon. Ailesel yatkınlık da bir faktördür, ve bazılarınca immün yetmezlik virüsü de bir risk faktörüdür. KANSER TARAM...

Meme Kanseri-tıbbi çeviri

İNSİDANS Meme kanseri kadınlarda en sık tanı alan kanserdir ve kadın kanseri ölüm nedenlerinde ikinci sıradadır. Son birkaç on yıl içerisinde meme kanseri sıklığı sabit bir artış göstermektedir. Yıllık ölüm oranı nispeten sabittir, daha fazla kadın meme kanseri tanısı konulsa da ölüm sayısı azalmaktadır. 2003’te yaklaşık olarak 212,600 meme kanseri olgu sayısı(tüm kanserlerin %32’si) ve 40,200 ölüm beklenmektedir. 85 yaşa kadarki kadınlarda her 8’inden birinde meme kanseri oluşma riski bulunmaktadır. Meme kanseri ölümü ömür boyu riski %3.6 yani her 28 kadından biri. ETİYOLOJİ VE RİSK FAKTÖRLERİ Genetik ve Ailesel Faktörler Bugün, meme kanseri kadınların üçte biri meme kanserli bir veya birden fazla ilk dereceden akrabalarla bağları bulunmaktadır. Bunları %4-9’u kalıtsal meme kanserine sahiptir (yüksek sıklıkta meme ve diğer kanserlerle otozomal dominant geçiş). Ne var ki, kalıtsal meme kanseri 30 yaşından önce oluşan meme malignitelerinin %25’inden sorumlu tutulmaktadır. İlk d...

HPV AŞILARI

Serviks kanseri ile HPV infeksiyonu arasında çok kuvvetli bir ilişkinin olması ve bunda immunolojik çeşitli mekanizmaların da etkili oluşu, araştırmacıları HPV infeksiyonuna karşı aşı geliştirmeye zorlamıştır. Aşının HPV infeksiyonu gelişmesine engel olarak, serviks kanseri insidansını azaltacağı ve böylece çok pahalıya mal olan serviks kanseri ya da HPV tarama progamlarını azaltacağına inanılmıştır. HPV aşısı ile ilgili ilk çalışmalar 1993’te başlamıştır. Konu ile ilgili klinik çalışmalar ise 1996 sonunda başlamıştır. Günümüze değin faz 3 çalışmalarında 60,000’in üzerinde kadınla çalışılmıştır. Aşı konusundaki araştırmalar, HPV hakkında bazı özellikleri ve sorunları akla getirmektedir. Doku kültür sistemlerinde gelişim göstermeyen HPV, aşı yapımı için rekombinan teknolojinin kullanılmasını gerektirmektedir. Serviks kanseri gelişiminde HPV’nin çok önemli rolü olmasına rağmen, HPV infeksiyonu olan kişilerin ancak az bir kısmında serviks kanseri gelişecektir. Bunun yanısıra profilaktik a...

Serviks Kanserinde Tarama

Servikal kanser için sitolojik tarama ilk olarak 1927 yılında Babes tarafından ortaya atılmış; daha sonra Papanicoleau ve Traut tarafından yaygınlaştırılmıştır (‘PAP-smear’). Vaginal smear anormal servikal ve endometriyal hücreleri belirlemektedir ve uzun yıllar servikal kanser taramasında son derece önemli rol oynamıştır. PAP-smear sayesinde serviks kanserlerinde 50 yıl içerisinde %50 azalma sağlanmıştır. Günümüzde, sistematik servikal sitolojik tarama ile serviks kanserinden ölümlerin %70 azaltılabileceği hesaplanmaktadır. İngiltere’de 50 milyon kadında yılda yaklaşık 1000 kadının düzenli servikal sitolojik takip ile serviks kanserinden ölmesinin engellendiği hesaplanmaktadır (Parkin, 1993). Spesifisitesi yüksek olan bu yöntemin sensitivitesi daha düşüktür. %5- 40 arasında yalancı negatif olması söz konusudur. Son yıllarda sıvı bazlı teknolojiler gelişmiş ülkelerde daha fazla kullanılmaya başlanmıştır. Konvansiyonel sitolojinin sensitivitesi %70-80, likid-bazlı sitolojinin ise %85-95...